Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7363 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3293 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 05/11/2009NUMARASI: 2009/208-2009/429Taraflar arasında görülen davada; Davacı tarafların paydaş oldukları 3063 ada 21 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliklerince yapılan özel parselasyon ve bu tasdikli krokiye göre uygulana gelen fiili ve rızai taksime göre kendisine ait bölüme davalının tel ve çit çekmek suretiyle müdahale ettiğini, ayrıca ortak kullanımda olan su kuyusu ve trafodan yararlanmasına da engel olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.Davalı, çitin bizzat davacı tarafından yapıldığını, su kuyusu ve trafonunda şirket payı dahilinde kullanılan sınırlar dahilinde olup, şirket tarafından açılıp yaptırıldıklarını, iddiaların doğru olmadığını, herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair önceden verilen kararın Dairece “ paydaşlar arasında imardan sonra bir fiili taksim olup olmadığının tespit edilmesi fiili taksim yoksa davacının taşınmazda kullabileceği bir yerin olup olmadığının başka bir ifade ile davacı yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.6.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Ö. D. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair önceden verilen kararın Dairece “…paylı mülkiyet hükümleri uyarınca inceleme ve araştırma yapılarak paydaşlar arasında imardan sonra bir fiili taksim olup olmadığının tespit edilmesi, fiili taksim yoksa davacının taşınmazda kullanabileceği bir yerin olup olmadığının başka bir ifade ile davacı yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi…” gereğine değinilerek bozulması üzerine bozma ilamına uyularak, ancak bozma kararında değinilen hususlarda yeterli araştırma yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, bozmaya uyulmuş olmakla, tarafları yönünden usuli kazanılmış hak doğar ve bozma kapsamında belirtilen hususların aynen yerine getirilmesi gerekir.Dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın etrafının çitle çevrildiği ileri sürülmüş, esasen aynı husus bilirkişi raporlarında da belirtilmiş olup, gerçekten dava konusu taşınmazın tamamının davalı tarafından çitle çevrilerek tasarrufu altında bulundurduğunun keşfen saptanması halinde, intifadan men olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği de kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, bozma gereklerinin yerine getirilmesi, toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Kabule göre de, davacı M.F. adına vesayeten dava açılmış olup, karar başlığında asilin yerine sadece vasisinin davacı olarak gösterilmiş olması isabetli olmadığı gibi; ilk karar sonrası davacı tarafından yatırılan noksan karar harcının iadesine hükmedilmemiş olması da doğru değildir.Davacı tarafın, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 22.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.