Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7361 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6626 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : PAZAR (RİZE) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2011/120-2013/687Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, kayden paydaşı olduğu 146 ada 2, 8, 17, 20; 147 ada 17, 57; 151 ada 10, 21; 154 ada 3; 155 ada 4, 15; 156 ada 9; 158 ada 1; 159 ada 3; 160 ada 7; 163 ada 5, 9; 164 ada 54 parsel sayılı taşınmazları 1975 yılı ve öncesinden beri diğer paydaşlardan olan davalının haksız kullandığını, kendisine düşen gelirden pay vermediğini ileri sürerek son 5 yıllık çay, fındık ve diğer gelirlerin tespiti suretiyle payına isabet eden 20.000,00 TL ecrimisilin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı ise, davacının taşınmazlardaki payı kadar ecrimisil talebinde bulunabileceğini, dava konusu taşınmazların gelirinin annesinin kontrolünde olduğunu, 20 yıldır hasta olan annesinin bakıma muhtaç olup, aylık 3.000,00 TL bakımına harcandığını, arazi gelirinden kendisinin istifade etmediğini, 9 dekar alana çay bahçesinin dikimini kendisinin yaptığını, davacının bu yerde bir hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ise, davacının bugüne kadar taşınmazları kullanma talebi olmadığını bildirmiştir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlarda elbirliği mülkiyeti söz konusu olup, anılan taşınmazlardaki çay ve fındık bahçelerini davalının ihya ettiği, intifadan men koşulunun gerçekleşmediği, bunun dışındaki taşınmazların çalılık ve gelir getirmeyen yerler olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 146 ada 2, 8, 17, 20; 147 ada 17, 57; 151 ada 10, 21; 154 ada 3; 155 ada 4, 15; 156 ada 9; 158 ada 1; 159 ada 3; 160 ada 7; 163 ada 5, 9; 164 ada 54 parsel sayılı taşınmazların paylı mülkiyet üzere olduğu, davacının anılan taşınmazlarda 1/5 payının 08.06.2009 tarihinde kadastro suretiyle tescil edildiği, davalının da anılan taşınmazlarda aynı şekilde 3/5 payının bulunduğu, kalan 1/5 payın ise dava dışı Hanife demir adına kayıtlı olduğu, taşınmazların tamamının “çay bahçesi, fındık bahçesi ve bahçe niteliğinde tapu kaydında yer aldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, çekişme konusu 18 adet taşınmazda kayden paydaş olan davacının payına isabet eden ecrimisil bakımından eldeki davayı 19.04.2011 tarihinde açtığı, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 24.03.2009 tarihinde, mirasbırakan Selim e ait senetsiz yerlerden iken 1965 tarihinde ölümü üzerine taşınmazların mirasçılarına kaldığından bahisle mirasçıları davacı, davalı ve dava dışı Hanife Demir adına paylı mülkiyet üzere “çay bahçesi”, “fındık bahçesi” ve “bahçe” niteliği ile tespitinin yapıldığı, ardından tespitin kesinleşmesi üzerine tapu tescilinin 08.06.2009 tarihinde aynı kişiler adına yapıldığı görülmektedir.Ne var ki, dosya kapsamı ile, mahkemece, mahallinde yapılan uygulamada alınan mahalli bilirkişi beyanı ve elde edilen bilirkişi raporlarında çekişmeye konu edilen taşınmazların tapu kaydındaki niteliklerine aykırı olarak ağaçlık ve çalılık nitelikte oldukları açıklanmış, fındık ve çay bahçesinin kaç yıllık oldukları raporda belirtilmemiş, tarafların tanıkları dinlenmeden, davalının hangi taşınmazda ne kadarlık bir alanda kullanımı olduğu tespit edilmeden sonuca gidilmiştir.Öte yandan, dava konusu taşınmazların tapu kaydına göre, çay bahçesi, fındık bahçesi niteliğinde olan yerlerden bulunmakla, doğal semere elde edilen nitelikleri gözetildiğinde davalının intifadan men edilmesine gerek de yoktur.Hâl böyle olunca; mahkemece, mahallinde uzman bilirkişi heyeti ile birlikte yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki nitelikleri ile fiili zemindeki durumlarının farklı olup olmadığının tespit edilmesi, taraf tanıklarının dinlenmesi, davalının çekişmeli yerlerde haksız kullanımının bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, haksız kullanımın varlığının tespit edilmesi halinde hangi taşınmazların ne kadarlık bölümünde olduğunun metrekare olarak krokiye bağlanıp uygulamayı gösterir denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra davacı payına isabet eden ecrimisilin yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda saptanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek dosya kapsamına aykırı kabulle yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.