MAHKEMESİ : TÜRKELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/04/2009NUMARASI : 2006/47-2009/55Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanın 55 ada 19 ve 61 parsel sayılı taşınmazlarının tamamını ve 37 ada 61 sayılı parseldeki 2/3 payını 05.09.2002 tarihinde ve satış suretiyle damadı olan davalıya temlik ettiğini, ancak yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, 37 ada 61 sayılı parselin de bilahare ifraz , tevhit ve yeniden ifraz işlemleri ile aynı ada 250, 266,267,268 ve 269 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu ileri sürerek; tapu iptali ve miras payları oranında tescil, olmazsa tenkis hükümleri doğrultusunda saklı payları oranında tescil isteklerinde bulunmuşlardır.Davalı, iddiaların doğru olmadığını, çekişme konusu taşınmazları bedellerini nakden ödemek suretiyle satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, muvzaa olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.6.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Z. O. ile temyiz edilen vekili Avukat M. S. Sinop geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:“Asıl ve birleşen davalar; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; davacıların miras bırakanı Ş.Ç.’in, 55 ada 19 ve 61 parsel sayılı taşınmazları ile 37 ada 61 sayılı parseldeki 2/3 payını 05.09.2002 tarihinde ve satış suretiyle damadı olan davalıya temlik ettiği, 37 ada 61 parsel sayılı taşınmazın 31.5.2004 tarihinde ifraz görerek aynı ada 250 ilâ 254 sayılı parsellere ayrıldığı ve 251 ilâ 254 sayılı parsellerin de 19.12.2005 tarihinde tevhidi ile 37 ada 265 sayılı parselin oluşturulup, 20.12.2005 tarihinde de bu parselin yeniden ifrazıyla aynı ada 250,266, 267, 268 ve 269 sayılı parsellerin meydana getirildiği; mahkemece, miras bırakanın davalıya yapmış olduğu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak; miras bırakanın 37 ada 61 sayılı parseldeki 2/3 payını temlik ettiği gözetilerek, bu parselin ifraz, tevhit ve yeniden ifrazıyla oluşan çekişme konusu 37 ada 250, 266, 267, 268 ve 269 parsel sayılı taşınmazlarda anılan pay üzerinden davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,..”24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 22.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.