Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 736 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 11574 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : SAVAŞTEPE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/06/2008NUMARASI : 2007/159-2008/62Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 39,24,25,2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu R.. ölünceye kadar bakılacağı vaadi ile kandırılarak satış suretiyle temlik ettiğini, davalı oğlu R.’ın kendisini evden kovduğunu,taşınmazları da ara malik N.T.’a sattığını, N.’inde davacının torunu A.E.e devrettiğini, A.E.’in de 2 ve 25 parsel sayılı taşınmazları M. E.’a devrettiğini, tüm bu temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapuların iptal ve tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalılardan M.E.ve A.E. E.un iyiniyetli oldukları gerekçesiyle 39,34,25 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, davalı R.Ş.adına kayıtlı 3 parselin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davalı R.dışında kalan diğer davalılar hakkında davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, davacı Şükrü'nün dava konusu 39,24,25,2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlarını 20.2.2006 tarihli akitle ve satış suretiyle davalı oğlu R. Ş.temlik ettiği, R.’ın da 39,24,25 ve 2 parsel sayılı taşınmazları 18.8.2006 tarihli akitle ara malik N.T.a temlik ettiği, N.n de 19.1.2006 tarihinde diğer davalı A.E.E.a sattığı, en son olarak A. E.in 25 ve 2 parsel sayıl taşınmazları kiracı olan M.’ya devrettiği kayden sabittir.Ara malik N.’in davalılardan R.’la aynı işyerinde çalıştıkları, N.’in beyanından taşınmazları davalılardan Ramazan’ın ablasının oğlu olan A.. E...’e bedelsiz devrettiği anlaşılmaktadır.Diğer taraftan, R.’ın dava konusu taşınmazları bedelsiz olarak davacı babasından alarak yine arkadaşı olan N.e bedelsiz temlik ettiğini kabul ettiği, dosya içeriği ile sabittir.Mustafa’nın da dava konusu taşınmazlarda kiracı olduğu tartışmasızdırDavacı, dava konusu taşınmazları davalı oğlu R.’a kendisine ölünceye kadar bakılacağı inancı ile devrettiğini, oysa; davalının kendisine bakmadığını, ve kendisinin kandırıldığını,R.tarafından diğer davalılara yapılan temliklerin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteği ile eldeki davayı açtığı görülmektedir.Gerçekten de, mahkemece davacının ölünceye kadar bakım akti ile taşınmazı devretmek isterken,hataya düşürülmek suretiyle satış şeklinde temliklerin gerçekleştirildiği belirlenerek, R.hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş olması doğrudur.Ancak, yukarıda değinilen işleyiş tarzı içerisinde somut olay değerlendirildiğinde; Ramazan’dan edinen N.’in ikinci el konumunda bulunduğu ve kendi ifadesi ile herhangi bir bedel ödemeksizin dava konusu 3 parsel dışındaki diğer parsellerin mülkiyetinin kendisine intikal ettirildiğini ve kendisininde davacının torunu olan A.E.e intikalini gerçekleştirdiğini ve A.E.tarafından 25 ve 2 parsel sayılı taşınmazların temlik edildiği,öte yandan Mu.’nın aynı yerde ikamet eden ve başlangıçta mülkiyeti davacıya ait dava konusu taşınmazda kiracı konumunda olduğu gözetildiğinde, ikinci el konumundaki N.üçüncü el konumundaki A., E.ve son kayıt maliki olan M.E.’ın TMK’nun 1024. md. hükmü uyarınca hatalı işlemi bilen ve bilmesi gereken konumunda bulundukları ve aynı yasanın 1023. maddesinin koruyuculuğundan istifade edemeyecekleri tartışmasızdır.Öyle ise anılan kişileri iyiniyetli müktesip olarak kabul etmek olanaksızdır.O halde davanın tamamıyla kabul edilmesi gerekirken aksi düşüncelerle ve delillerin takdirinde hataya düşülerek, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. Md. gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.