Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7359 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21838 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : CİHANBEYLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/03/2013NUMARASI : 2012/358-2013/134Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi ’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü; -KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı, 374 ada 20 parsel sayılı taşınmazda kardeşi ile 1/2'şer oranda paydaş iken kardeşinin payını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, davalının taşınmazda pay edindikten sonra taşınmazın tamamına ekim yapmak suretiyle haksız kullandığını, satışı öğrenince Sulh Hukuk Mahkemesinde şufa davası açtığını, ayrıca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/23 Değişik İş sayılı dosyası ile davalının işgalini tespit ettirdiğini, paydaşlar arasında taksim yada fiili kullanım biçimi söz konusu olmadığı için davalının ektiği taşınmazdan masraflar çıktıktan sonra elde edilen gelirin yarı yarıya paylaşılması gerektiğini, aynı şekilde hazineden kiralamak suretiyle kullandığı 374 ada 21 parsel sayılı taşınmaz bakımından da aynı şekilde gelirin paylaşımı gerektiğini ileri sürerek payına isabet eden 6.500,00 YTL ecrimisilin yasal faizi ile tahsili isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, dava konusu taşınmazların ayrı parsellerde kayıtlı olsalar da fiilen birlikte kullanılmakta olduğunu, davacının kardeşinden pay satın aldıktan sonra onun gösterdiği şekilde taşınmazları tasarruf ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, yüksek 3. Hukuk Dairesince; “ dava, hukuksal nitelikte 20 parsele ilişkin paydaş olmaya; 21 parsel için ise Hazineden kiralama hakkına ilişkin olarak kullanılan yerin davalı tarafından haksız işgali nedeniyle ecrimisil istemine ilişkindir. Somut olayda, 20 parselin ½ hissesinin 2006 yılında davalı tarafından dava dışı malikten satın alındığı ve davacının bu pay yönünden şufa hakkını kullandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar ½ hisse için davacı tarafından şufa bedelinin ödenmesi tarihine kadar davalının kullanımının iyi niyetli kabulü gerekmekte ise de satım akdinin dışında kalan ve davacıya ait bulunan ½ payın işgali nedeniyle bu pay ile 21 parsel yönünden davalının iyi niyetli kabulüne olanak bulunmamaktadır. Davacı ile dava dışı paydaşın taşınmazın kullanımı yönünden yaptıkları anlaşma davalı hakkında hüküm ifade etmeyecektir. O halde mahkemece, HUMK.75/2. Ve 179/3. ve 6100 sayılı yasanın 31. madde hükmü gereğince davayı aydınlatma görevinin hakime ait olduğu gözetilerek açıklanan ilkeler yönünden inceleme ve araştırma yapılarak davalının haksız işgalinin kapsam ve tutarı araştırılarak esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki, bozma ilamına uyulmuş olmakla, bozma lehine olan taraf için usulü kazanılmış hak meydana gelir ve mahkemece bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorunlu hale gelir.Somut olayda, Yüksek 3. Hukuk Dairesinin içeriği yukarıda açıklanan bozma ilamında, uyuşmazlığın niteliği belirlenerek, davalının haksız işgalinin kapsam ve tutarı araştırılarak esas hakkında karar verilmesi gereğine değinilmiş, mahkemece de bu bozma ilamına uyulmuştur.Öte yandan; çekişme konusu 374 ada 21 parsel sayılı taşınmaz dava dışı Maliye Hazinesi adına kayıtlı olmakla beraber, taraflar arasında anılan taşınmazın mülkiyeti ihtilaf konusu değildir. Davacının 374 ada 21 parsel sayılı taşınmaz bakımından zilyetliğe (hazineden ecrimisil ödemek suretiyle kullanıma) dayalı olarak davalıdan ecrimisil isteğinde bulunabileceğinde kuşku yoktur.O halde, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılması, başka bir deyişle, davacı iddiası doğrultusunda davalının haksız işgalinin usulüne uygun yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda kapsamı tayin edilerek her iki parsel bakımından tespit edilecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.