Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7308 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3371 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 11 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından haksız olarak kullanılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazı önceki malikler ile yapılan kira sözleşmesi ile kullandığını, ecrimisil koşullarının oluşmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kayden davacıya ait bağımsız bölümün davalı tarafından haksız olarak kullaıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; her ne kadar davalı vekili temyiz isteminde bulunmuş ise de noksanı tamamlatılmak suretiyle getirtilen belgelerden, davalının temyiz harcı yatırmadığı gibi temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydınında yapılmadığı anlaşılmaktadır.Nitekim, HUMK'nun 434/1. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 366.m yollamasıyla 344.) maddesinde temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi, 10.05.1965 tarih 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla da peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının; karar altına alınan karar ve ilam harcının dörtte biri olacağı kabul edilmiştir. Ayrıca, HUMK'nun 434/3. fıkrasında ise, harcın tamamının ödenmemesi halinde ne gibi işlem yapılacağı usul ve esasları gösterilmiş bulunmaktadır.O halde, HUMK’nun 434. (HMK m. 366 yollamasıyla 344.maddesi) maddesi uyarınca davalının temyiz isteminin REDDİNE.Davacının temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olaya gelince; davacı tarafından bir tanesi aynı taşınmazdaki başka bir bağımsız bölüme ait olmak üzere toplam 5 adet emsal kira sözleşmesi ibraz edilmiş isede anılan emsal kira sözleşmeleri bilirkişi raporunda değerlendirilmeden hükme esas alınmıştır.Hâl böyle olunca; ecrimisil yönünden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, dosyaya ibraz edilen emsal kira sözleşmeleride gözetilerek bilirkişilerden denetime olanak verecek şekilde rapor alınması, soncuna göre hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.