MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis ve iade davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.06.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, muris ...'in, sağlığında dava konusu 102 ada 4 parsel sayılı taşınmazını 29.12.1994 tarihinde oğlu ...'a satış yoluyla temlik ettiği, İrfan'ın da bu taşınmazı 12.11.2010 tarihinde 3. kişi konumundaki ...'a yine satış yoluyla temlik ettiği, ...'in 29.07.2010 tarihinde öldüğü, mirasçılarından olan dört kızının ve iki oğlunun üçüncü kişi konumundaki ... aleyhine eldeki davayı açtıkları; davacılardan ...'nin davayı takip etmemesi nedeniyle 21.02.2012 günlü duruşmada ... yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davada murisin oğlu ...'ın da yer alması gerektiği, verilen kesin süreye rağmen taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, ... dışındaki davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, aslında bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli, 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa sebebiyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Öte yanan, davanın kural olarak son kayıt maliki aleyhine açılması gerekli ve yeterli olup, varsa ara malik ya da maliklerin(mirasçı sıfatı taşısın ya da taşımasın) davada yer alması zorunluluğu bulunmamaktadır.Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, yanılgılı değerlendirme ile taraf teşkili sağlanmadığından bahisle davanın reddedilmesi isabetszidir.Diğer taraftan, 21.02.2012 günlü duruşmada dosyası işlemden kaldırılan ... yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması da doğru değildir. Bir kısım davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.