MAHKEMESİ : ANKARA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2013/221-2013/1113 Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu maliki ile davacılar mirasbırakanının aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.Davacılar, kök mirasbırakanları N.F.kayden paydaşı olduğu 6 adet taşınmazın Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1974/661 E-1980/1039 K sayılı ilamı ile mirasçıları olan Saniye, İbrahim, Halim (Abdulhalim), Ayşe ve R.K.adlarına tesciline karar verildiğini, karar doğrultusunda bu mirasçılar adına tescil işlemi yapıldığını, maliklerden R. K.mirasçıları olmalarına rağmen taşınmazın kendilerine intikali için davalı Tapu Müdürlüğüne yaptıkları başvurunun, evveliyat kayıtları ile bağlantı kurulamadığından bahisle reddedildiğini, mülkiyetten doğan haklarını kullanamadıklarını ileri sürerek kayıt maliki ile mirasbırakanları R.K.aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, nüfus ve tapu kayıtları ile mirasçılık belgesinden, kayıt maliki (Nayime mirasçısı) R. K.davacıların mirasbırakanı olduğunun anlaşıldığı, söz konusu durumun tespitini istemekte davacıların hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacılar Mustafa ve E.. K..'ın mirasbırakanlar N. F.ile R. K. mirasçıları oldukları, dava konusu 6 adet taşınmazda N.mirasçıları R. K. A. K. İ. K. A. K.ve S. K. kayden paydaş oldukları, kayıt maliklerinin baba isimlerinin tapu kaydında yazılı olmadığı, davacıların murisi ile kayıt maliki R.K.aynı kişi olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, davacılar dava konusu taşınmazların adlarına intikali için ilgili tapu müdürlüğünde yaptıkları başvurunun reddedildiğini ileri sürmüşler, ibraz ettikleri belgelerle de bu olguyu kanıtlamışlardır. Bu durumda, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde iddia kanıtlanmış olduğuna göre, davacıların tapu işlemlerini gerçekleştiremedikleri ve tapu kayıtlarında R. K.baba adının yazılı olmadığı da gözetildiğinde dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.