MAHKEMESİ: ISPARTA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/01/2010NUMARASI: 2009/102-2010/12Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu 7 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümü, bedelinin taksitler halinde ödenmesi koşuluyla davalıya satılması hususunda haricen anlaştıklarını, taşınmazın davalıya teslim edildiğini, ancak taksitler ödenmediği gibi davalının taşınmazı terk etmediğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalı; ödeme belgelerini sunduğunu, borç miktarının belirlenmesi gerektiğini beyan etmiştir.Mahkemece; davacı iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine talep gibi 7100.-YTL ecrimisilin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline biçiminde hüküm kurulmuştur;Dosya içeriğinden, toplanan delillerden dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktad??r.Davacı dava dilekçesinde ecrimisil isteği yönünden dava değerini 7100 lira olarak belirtirken elatıldığını iddia ettiği taşınmazlar ilgili olarak bir değer belirtmediği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davacının taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır.Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 16. maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur.Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden(res'en) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30 ve 32. maddelerinde hükme bağlamıştıHal böyle olunca, dava dilekçesinde elatıldığı iddia edilen taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle davacıya bu istek bakımından dava değerinin sorulup, açıklattırılarak bu değere göre harç ikmali yaptırıldıktan sonra işin esasına girilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Kabule göre de; çekişmeli taşınmazın davacı tarafından, davalıya haricen satıldığı, zilyetliğinin devredildiği, davalının da bir bölüm harici satış bedelini ödediği taraflar kabulünde olup davalı tarafından davacıya ödenen bedelin belirlenerek davalı yararına (1940 tarih 2/77 sayılı İ.B.K.) harici satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği (TMK'nun 683.maddesi 994.md.ler gereğince) ve davalının çekişmeli yeri tasarrufu harici satış ilişkisine dayandığına göre, kötü niyetli zilyedin mülkiyet hakkı sahibine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgalden kaynaklanan ecrimisilden sorumlu tutulamayacağının dikkate alınmamış olması da isabetsizdir.Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.