Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7237 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1970 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: SEFERİHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/02/2012NUMARASI: 2011/381-2012/33Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ve dahili davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral parselin ihyası suretiyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği gibi, imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız hale geldiği, kadastral hak durumuna dönülmesi yönünde karar verilmesi gerektiği açıktır.Ne var ki, somut olayda; dosya içeriği ile toplanan delillerden ve özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; 690 sayılı kadastral parselin 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar şuyulandırılması sonucu 4740, 4730 ve 4742 sayılı imar parsellerinin oluştuğu ve 4740 parsel sayılı taşınmazın belediye hizmet alanı olarak belediye ile Hazineye özgülendiği, 4730 ve 4742 parsellerin ise dava dışı kişiler adına tescil edildiği, imar şuyulandırma işleminin Danıştay 6. Dairesinin 18.09.2001 tarih, 2000/414 Esas, 2001/3915 Karar sayılı kararı ile iptal edilerek, 27.3.2008 tarihinde kesinleştiği, bu arada 1999 yılında Doğanbey Belediye Başkanlığınca söz konusu alanda yeni bir imar uygulaması daha yapılarak 690 ve uzantısı 4730 ve 4742 parsellerin yeni 386 ada 1, 386 ada 2, 387 ada 1 ve 389 ada 1 parsellere hisselenerek davalılar Seferihisar Belediyesi, Maliye Hazinesi ile dava dışı kişilerin paydaş kılındığı, anılan ikinci imar uygulamasının ise, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 11.03.2010 tarih, 2009/626 Esas, 2010/278 sayılı kararı ile iptal edildiği ve bu iptal kararının da temyiz edilmeden 01.06.2010’da kesinleştiği ve geri dönüşüm için Seferihisar Belediyesinin 14.04.2010 tarih, 215 sayılı encümen kararı aldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, Seferihisar Tapu Müdürlüğünün 17.01.2013 tarihli yazısı ile, dava konusu alanda oluşturulan 386 ada 1, 2; 387 ada 1 ve 389 ada 1 parsel sayılı taşınmazların İzmir 4. İdare Mahkemesinin 11.03.2010 tarih, 2009/626 Esas, 2010/278 Karar sayılı iptal kararı uyarınca 07.11.2012 tarihinde imarın iptal edilerek taşınmaz sayfalarının kapatıldığı, geri dönüşüm doğrultusunda tekrar taşınmaz tescillerinin yapıldığının bildirildiği görülmektedir. Hal böyle olunca; mahkemece, uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde uygulama yapılarak davacılar lehine Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.1990 tarih, 1987/39 esas, 1990/245 karar sayılı tescil ilamına konu olan kadastral 690 parsel sayılı taşınmazın geri dönüşümünün sağlanıp sağlanmadığı, eski geometrik ve mülkiyet durumuna dönülüp dönülmediği hususlarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, bilirkişiden denetime elverişli uygulamayı gösterir rapor alınması, dolayısıyla davanın konusuz kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de, kamusal bir uygulama olan ve kişilerin iradesi dışında gerçekleştirilen imar işlemine karşı açılan davalarda kabul kararı verilmesi halinde, imar parsel maliklerine harç, yargılama masrafı ve avukatlık ücreti yüklenemeyeceği halde dahili davalı Maliye Hazinesinin anılan yargılama giderlerinden sorumlu tutulması da isabetsizdir.Davalının ve dahili davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.