Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7229 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19977 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SİLİFKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/03/2013NUMARASI : 2010/224-2013/242Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden davanın, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemiyle, tüm talepler bakımından 8.000.00-TL harca esas değer bildirilerek ve bu miktar üzerinden harçlandırılarak açıldığı, keşfen el atılan yerin değerinin 1.631.10-TL, geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedelinin ise 5.422.10-TL olarak belirlendiği, yıkımı istenilen kısma ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, hükümde ise, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinin kabulüne karar verildiği halde yalnızca ecrimisil değeri üzerinden harç alındığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin, elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil ve yıkım isteği de varsa yıkımı istenilen muhdesat değerinin toplamından (4.3.1953 tarihli 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Yasanın 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu nedenle mahkemece, taleplerin her biri bakımından nisbi harç alınmaksızın davanın ikamesi ve yürütülmesi yasal olarak olanaklı değildir.Hal böyle olunca; öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemerleri Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca davacı tarafa, taleplerine yönelik değerlerin ayrı ayrı ne olduğunun açıklattırılması, gerekirse keşif yapılarak veya ek rapor alınarak dava değerlerinin özellikle yıkımı istenilen muhdesat değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden peşin harcın alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Kabule göre de, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri de kabul edildiği halde, hükümde, kabul edilen dava değeri üzerinden nisbi karar ve ilam harcı alınması gerekirken yalnızca ecrimisil değeri üzerinden karar ve ilam harcı alınması isabetsiz olduğu gibi davalı Ayşe yönünden dava tümden kabul edildiği halde kısmen kabul edilmiş gibi yargılama giderlerinin oranlanması da doğru değildir. Davacı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.