Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7224 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3842 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : FETHİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/01/2011NUMARASI : 2010/155-2011/27Yanlar arasında görülen tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerin düzeltilmesi davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 42 parsel sayılı taşınmazın 20.10.2007 tarihinde yapılan kadastro tespitinde nüfus bilgilerine tam ulaşılmadığı saptanarak Ö.kızı H. K.adına senetsizden tespit ve tescil gördüğü, taşınmazın tapu kaydına ise tespit malikinin H kızı H.K.olarak aktarıldığı, davacının ise anılan taşınmazın tapu kaydında adının gerçekte H. iken "H." olarak, öte yandan baba adının gerçekte "Ö." iken H olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek, sicil kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteği ile eldeki davayı açtığı, mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında m??lkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun 12.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2- Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı,kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.Somut olaya gelince; mahkemece, yukarıda belirtilen şekle uygun olarak araştırma yapılmamış, tanık beyanlarıyla yetinilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hal böyle olunca; taşınmazın kayıt maliki adına tesciline dair tüm dayanak belgelerin getirtilmesi, kadastro tespitinde çekişmeli taşınmazın Ö.kızı H.K.adına tespit ve tescil görmesine rağmen taşınmazın tapu kaydına hangi sebeple kayıt malikinin baba adı değiştirilerek "H Kızı H.K" olarak aktarıldığının araştırılması, öte yandan; nüfus kayıtları üzerinde yapılan araştırma ile saptanan ve halen sağ olan 01.02.1954 doğumlu H. ve N.kızı H. K.'ın gerçek kayıt maliki olup olmadığının belirlenmesi, bu kişi mahkemeye çağrılarak taşınmaz üzerinde bir hak iddiasında bulunup bulunmadığının sorulması, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılıp tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.