Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 722 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12644 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/01/2012NUMARASI : 2011/1061-2012/27Yanlar arasında görülen kadastral parselin ihyası ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ile hazine adına tescili, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olup, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne dair verilen kararın davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin temyizi üzerine, Dairece; “ ... Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının Türk Medeni Yasasının 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davalı Seyhan belediyesi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında kural alarak bir isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki, mahkemece eski hale ihya kararı verilmiş olduğu gözetilerek kadastral mülkiyet ve geometrik durumun ihyası bakımından oluşan imar sicil kayıtlarının iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken sadece bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen yer bakımından hüküm tesisinin doğru olmadığı gibi, infazda tereddüt yaratacak şekilde iptal ve tescile karar verilmesi yerine ihyaya hükmedilmiş olmasının da isabetsiz olduğu ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda Seyhan Belediyesinin 37 nolu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi'nin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir. Davacı vekili; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çekişme konusu 1006 m2'lik bölümün Hazine adına sicil kaydı oluşturulmadan Seyhan Belediyesince imar uygulamasına alınarak 5659 ada 1 nolu imar parseli içinde tescil edildiğini, sonraki imar uygulaması ile de çekişme konusu bölümün 5592 ada 10 nolu imar parseli sınırları içinde kaldığını, ancak dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 1006 m2'lik bölümün tapusunun iptali ile Hazine adına tescili, öte yandan 5592 ada 10 nolu imar parselinin geldisi olan taşınmazların da eski hale ihyası, mümkün olmadığı takdirde tazminat istekli eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Öte yandan; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 Sayılı Yasanın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet yasa gereğince Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazine'nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi gerekeceği sabittir.Diğer taraftan; 775 sayılı yasanın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği açıktır.Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli olduğunu söylebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişinin çekişme konusu 1006 m2'lik bölümün tescil harici alanda kaldığı halde Hazine adına ihdas edilmeden imar düzenlemesine alındığını bildirdiği halde, özellikle dava konusu yapılan 1006 m2'lik bölümün imar uygulamasından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı, öte yandan, çekişme konusu yerin Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca; 3194 sayılı İmar Yasası düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan kazanılmış hak olgusundan bahsedilemiyeceği de gözetilerek yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bu konuda gösterdikleri tüm delillerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Kabule göre de; davacı taraf 5592 ada 10 nolu imar parselinin geldi parsellerinin de eski hale ihyasını istediği halde, bu istek hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan, hüküm altına alınması gerekli harç ile avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olması da isabetsizdir. Davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.