Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7210 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18445 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ketm-i verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan babalarının malik olduğu 6 parça taşınmazın davalı tarafından kendi ve ortak kardeşleri dava dışı ... adına tescil edildiğini, ...’nin ölümü ile taşınmazların tamamının davalı adına tescil edildiğini, soybağının düzeltilmesi davası sonucu kendisinin de mirasçı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ile veraset ilamındaki paylar oranında tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, taşınmazların kadastro tutanağında ismi geçen kişiler ile tarafların ortak murisi ... arasında irtibat kurulamadığı, iddianın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 2613, 1700, 1407, 287, 1911 ve 3035 parsel sayılı taşınmazlarda 30/09/2004 tarihli intikal işlemi ile davalının paydaş olduğu, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1341 E. 2012/1368 K. sayılı hasımsız veraset ilamında davacı ve davalının muris ....’in mirasçıları olarak göründüğü, davacının nüfus kaydındaki bilgilerden... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/195 E. sayılı dosyası ile soybağının düzeltildiği, kararın 30/11/2006 tarihinde kesinleştiği, davacının 02/08/2011 tarihi itibari ile Türk vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi; ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.Hâl böyle olunca; davacıya hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, temin edilecek hasımlı mirasçılık belgesi doğrultusunda işin esası değerlendirilerek davacının mirasçı olarak belirlenmesi durumunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.