Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 721 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4097 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2012NUMARASI : 2011/541-2012/606Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.01.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Necati Yıldırım geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi....... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı, mirasbırakan H. M.U.’ın maliki olduğu 2752 ada 85 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümü kendisine vasiyet ettiğini, çıkan ihtilaf nedeniyle Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2005/357 esas sayılı dosyada görülen davanın lehine sonuçlandığını, murisin eşi olan davalının 4/8, kendisinin de 1/8 miras payı bulunduğunu, murisin ölümünden bağışlamanın kesinleşmesi tarihine kadar davalının taşınmazı haksız kullandığını ileri sürerek 30.01.2005 ile 21.01.2010 tarihleri arasındaki dönem için 67.736, 82 TL ecrimisilin tahsili isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı, mirasbırakan eşinin ölümünden sonra dava konusu daireyi boşaltarak anahtarı kapıcıya teslim ettiğini, ecrimisil isteme koşullarının bulunmadığını, zamanaşımının dolduğunu, mirasçı olduğu için dairenin kullanımından men bakımından kendisine ihtar çekilmesi gerektiğini, istenen ecrimisilin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Dosya kapsamına, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve davalı yararına aşağıda belirtilen bozma nedenlerine göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden mahkemece, somut olayda uygulama yeri olmadığı halde, davacının zararının oluşumunda kusurlu bulunduğundan Borçlar Kanunu’nun 44/2. (Türk Borçlar Kanunu’nun 52/2.) maddesi uyarınca indirim yapılması sonuca etkili görülmemiştir. Davalının temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2752 ada 85 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümün kayden mirasbırakan Hacer Mesude Ulucan adına kayıtlı iken mirasbırakanın 28.08.1996 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile ölünceye kadar tasarruf hakkı kendisine ait olmak üzere davacı Y.. H..’e vasiyet ettiği, daha sonra 10.11.1999 tarihinde vasiyetten rücu senedi ile bu vasiyetten rücu ettiğini açıkladığı, daha sonra da 05.10.2000 tarihinde düzenlenen yeni bir vasiyetname ile menkul ve gayrimenkul tüm malvarlığını eşi Avukat A.. U..’a bağışladığı, mirasbırakanın 30.01.2005 tarihinde öldüğü, davalı taşınmazın vasiyetin tenfizi suretiyle 02.09.2010 tarihinde davacı Y.. H.. adına tescil edildiği, ondan da 03.09.2010 tarihli akitle satış suretiyle dava dışı Y. D.’ya temlik edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan; muris H. M. mirasçıları tarafından, 08.06.2005 tarihinde açılan dava ile, 05.10.2000 tarihli tüm malvarlığının murisin eşi davalıya bırakıldığı vasiyetnamenin iptali isteğiyle açılan davanın Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.10.2005 tarihli, 2005/145 esas, 2005/358 karar sayılı ilamı ile, vasiyetin tanzimi tarihinde mirasbırakanın “demans” nedeniyle fiil ehliyetini haiz olmadığından 05.10.2000 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verildiği, daha sonra davacı Yılmaz İhsan’ın 09.12.2005 tarihinde, 10.11.1999 tarihli vasiyetten rücü senedinin iptali istekli açtığı dava ile bir kısım mirasçıların 28.08.1996 tarihli vasiyetnamenin iptali istekli davaların birleştirilerek görüldüğü ve Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2009 tarih, 2005/357 esas, 2009/122 karar sayılı ilamı ile, murisin 28.08.1996 tarihli davacı Yılmaz İhsan lehine düzenlediği vasiyetname tarihinde Adli Tıp Kurumu raporuna göre fiil ehliyetini haiz olduğu, anılan vasiyetten rücu tarihi olan 10.11.1999 tarihinde ise “demans” nedeniyle fiil ehliyetini haiz olmadığının belirlendiği gerekçesiyle 28.08.1996 tarihli vasiyetin iptali isteğinin reddine, 10.11.1999 tarihli vasiyetten rücu senedinin iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesince onanarak 21.01.2010 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır.Somut olayda, dosya kapsamı ile yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetildiğinde, mirasbırakanın dava konusu taşınmazda eşi davalı ile ölünceye kadar oturduğu, 30.01.2005 tarihinde öldüğü, taşınmazı davacıya vasiyet ettiği 28.08.1996 tarihli vasiyetnameden 10.11.1999 tarihli vasiyetten rücu senedi ile döndüğü, ardından tüm malvarlığını eşi davalıya bıraktığı 05.10.2000 tarihli ikinci bir vasiyetname düzenlediği, davalının iptal edilinceye kadar geçerli olan 2. vasiyete istinaden dava konusu taşınmazı kullandığı, taraflar arasında görülen yukarıda içeriği açıklanan davalar sonucunda murisin vasiyetten rücu senedinin düzenlediği tarih ile 2. vasiyeti yaptığı tarihte fiil ehliyetini haiz olmadığının belirlendiği, davacı lehine yaptığı ilk vasiyet tarihinde ise hukuki ehliyeti bulunduğunun tespit edildiği, kararın 21.01.2010 tarihinde kesinleştiği, bu tarihte davalının taşınmazı boşaltarak kullanımına son verdiği açıktır.O halde, davalının ecrimisil istenen dönem itibariyle iptal edilinceye kadar geçerli olan lehine düzenlenen vasiyetnameye istinaden taşınmazı kullandığı kuşkusuz olup, haksız işgalin varlığından söz edilemez.Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalı vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.