MAHKEMESİ : MANİSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2010NUMARASI : 2006/336-2010/164Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, elatma isteği yönünden feragat sebebi ile davanın reddine, ecrimisil isteği yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacıya, aynı ada 2 parsel sayılı taşınmazın ½ payının davalıya bakiye payın ise dava dışı Y. D..'a ait olduğu, her iki taşınmazın 27.01.2005 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak tevhit sonucu çekişme konusu 1186 ada 19 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, davacının dava dışı Yüksel'in payını da taşınmazın tevhit edildiği gün satın aldığı ve sonuçta 19 parselin 563/2400 payının davalı adına, 1837/2400 payın davacı adına tescil edildiği, davalının idari yargıda açmış olduğu dava neticesinde dayanak idari işlemi iptal ettirdiği ve geri dönüşüm yapıldığı, bu arada davalı firmanın pay satışı ile ilgili açtığı şufa davasının Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/227 Esas, 2009/160 Karar sayılı dosyasından kabul edilerek, 1186 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı adına kaydedilen ½ payın şufa sebebi ile iptali ile davalı firma adına tesciline karar verildiği ve dereceattan geçerek 17.12.2009 tarihinde kesinleştiği, yargılama sırasında davacının geri dönüşüm ile oluşan 1186 ada 1 parsel sayılı taşınmazını da 14.01.2010 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; dava tarihi itibariyle taraflar taşınmazda paydaş olup aralarındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 688 ve takip eden hükümleri gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulacağı açıktır. Somut olayda; yargılama neticesinde mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kullanılmaması hususunda davacının, davalı tarafa gönderdiği ihtarın 29.05.2006 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarih itibariyle davalı tarafın temerrüde düştüğü gerekçesi ile ecrimisil isteği yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı vekilinin 03.10.2007 tarihli oturumda; dava konusu taşınmazı kullanmaları yönünde bir taleplerinin olmadığını, bu nedenle davalı tarafın taşınmazı kullanmalarına engel olma gibi bir durumlarının da olmadığını beyan ettiği görülmektedir. O halde; bunun sonucu olarak olayda davacının yararlanmadan engellendiğini (intifadan men koşulunun oluştuğunu) söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, davacı yönünden intifadan men olgusu gerçekleşmediğine göre, fuzuli şagilin taşınmazı kullanmasından dolayı malike ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil isteği bakımından davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.