Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7195 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18093 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına, ecrimisil isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, paydaşı olduğu 74 parsel sayılı taşınmazdaki payına karşılık gelen zemin kattaki dükkanın, vekalet görevi kötüye kullanılarak davalıya temlikine ilişkin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/467 Esas sayılı dosyasında iptal ve tescil isteğiyle açtığı davanın kabul edildiğini ve kararın Yargıtay tarafından onandığını, ancak davalının haksız işgale devam ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.Davalı, dava konusu taşınmaz ile ilgili açılan davanın henüz kesinleşmediğini ve ecrimisil isteminin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yargılama sırasında davalının müdahalesine son verdiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteği bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına, şartları oluşmadığından ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından ecrimisil isteği yönünden temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 74 parsel sayılı taşınmazda davacı adına kayıtlı 3/280 payın, davacının vekili sıfatıyla hareket eden dava dışı .... tarafından 04.05.2010 tarihli satış akti ile davalıya temlik edildiği, davacının vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/467 Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın kabul edildiği ve kararın derecattan geçmek suretiyle 17.09.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; dava konusu taşınmazdaki davacıya ait payın vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle davalı adına tescil edildiği .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/467 Esas sayılı dosyası ile sabit olduğuna göre, davalı adına oluşan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Tescilin yolsuz olması nedeniyle taşınmazı edinen kişinin kazanımına değer verilemeyeceği ve böyle bir tescilin iptalinin de geçmişe etkili olarak hüküm ve sonuç doğuracağı açıktır. Hâl böyle olunca, yolsuz tescilin iptalinin geçmişe etkili hüküm ve sonuç doğuracağı gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.