MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,ALACAK,TENKİSTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak veya tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davacılar ve davalılar ... ve ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak veya tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar, murisleri ...' nin kayıt maliki olduğu 1957 ada 12 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 ve 5, 4266 ada 67 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 nolu bağımsız bölümleri davalılar ..., ... ve ...' a, 1801 ada 13 parsel sayılı taşınmazda bulunan 11 nolu bağımsız bölümü davalı ...' a satış suretiyle temlik ettiğini, satış işlemlerinin gerçek olmadığını, temliklerin murisin ölümünden kısa süre önce gerçekleştiğini, murisin paraya ihtiyacının bulunmadığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıdığını, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini veya tenkisini istemişlerdir. Davalılar ..., ... ve ..., temliklerde muvazaa bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Davalı ..., davanın tarafları ve murisleri ... ile yakınlığı bulunmadığını, 13 parsel sayılı taşınmazda bulunan 11 nolu bağımsız bölümün bedeli karşılığı iyiniyetle satın alındığını, satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, 67 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümün kayıt malikleri davalılar ..., ... ve ...' dan bedeli karşılığı satın alındığını, iyiniyetli ikinci el olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muris tarafından davalı mirasçılara yapılan temliklerin muvazaalı olduğunun ispatlandığı, mirasçı olmayan diğer davalıların davalı mirasçılarla işbirliği halinde hareket ettiklerinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 12 parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptal ve tesciline, 67 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümün ise bedelinin tahsiline karar verilmiştir.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinde büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; 13 parselde bulunan 11, 12 parselde bulunan 4 ve 5, 67 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümün dava konusu yapıldığı, davalılar ..., ... ve ... adına kayıtlı ve hakkında tapu iptali ve tescil kararı verilen 12 parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölümünün mirasbırakanın temlikine ilişkin akit tablosunun davalılar ... ve ölü ...mirasçıları adına kayıtlı ve hakkında bedel yönünden kabul kararı verilen, 67 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümün, muris tarafından davalılar ..., ... ve ...' a temlikine yönelik akit tablosunun dosyada bulunmadığı, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için bulunması zorunlu belgelerin eksikliğinin mahkemece anlaşılarak, 12.02.2013 tarihli celsede ilgili resmi senetlerin istenilmesine, masrafın delil avansından karşılanmasına, 50,00 TL delil avansının 2 haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça yatırılmasına karar verildiği, ancak kesin süre içinde masrafın yatırılmadığı, mahkemece, yukarıda belirtilen belgeler bulunmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır.6100 sayılı HMK'nin 324. maddesi ''taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır.'' hükmünü içermektedir.O halde mahkemece; uyuşmazlığın çözümü için çekişme konusu bağımsız bölümlerinin intikallerin görülmesinin zorunlu bulunduğu gözetilerek, davalı tarafa delil avansını yatırıp yatırmayacaklarının sorulması ve gerçekleşen sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazları muristen intikal edip etmediği saptanmaksızın, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile12 parsel 5 ve 67 parsel 4 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.