Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7121 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20915 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2011/405-2013/614Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.05.2015 Salı günü saat: 09.59' da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi 'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, tenkis isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan Hasan 'in 19.3.1980 tarih 15 sıra nolu taşınmazdaki 480/2880 payını davalıya bağış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlem ile saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek, tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalı, muristen aldığı yerin 900 m² olduğunu ve bedelini ödeyerek satın aldığını, geri kalan bölümün kendisi tarafından imar ihya ederek 20 yıldan fazla süredir zilyetliğinde bulunduğunu, murisin ayrıca davacıya, davacının eşine ve üçüncü kişilerede çok sayıda taşınmaz verdiğini, saklı payı zedeleme kastının bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Davanın kısmen kabulüne ilişkin karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesince, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığına değinilerek bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, murisin saklı payını zedeleme kastı ile davalıya temlikte bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakanın 6.11.1957 tarih 11 sıra noda tapuya kayıtlı 919 m² yüzölçümlü taşınmazın 480/2880 payının maliki iken 19.3.1980 tarihinde anılan payı davalıya bağışladığı, 7.7.2005 tarihinde yapılan kadastro çalışmasında temlike konu payın karşılığı olarak 101 ada 1200 parselin davalı adına tespit edildiği, murisin 10.8.1997 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak evlatlığı olan davacının kaldığı, eldeki davanın ise 11.9.1997 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Ne var ki, mahkemece hüküm kurmaya yeterli araştırma yapıldığı söylenemez.Nitekim, hükmüne uyulan bozma ilamında yapılması gereken iş ve işlemler açıkça bildirilmiştir. Bozma kararına uyulmakla, dava tarafları yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapılması bu sebeple zorunludur. Oysa, mahkemece bu zorunluluk gözardı edilmiştir.Hâl böyle olunca; öncelikle davalı tarafın delil listesinde gösterdiği ve murise ait olduğu iddia edilen taşınmazların tüm tedavülleri ile birlikte kayıtların getirtilmesi, belirtilen taşınmazlar başında keşif yapılarak öncelikle muris ile bağlantısının belirlenmesi, hükmüne uyulan bozma ilamında değinildiği şekilde terekenin tespit edilerek saklı pay ihlal edilip edilmediğinin saptanması, saklı paya tecavüz edilmiş ise murisin saklı payı ihlal kastı bulunup bulunmadığının da açıklığa kavuşturulması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.