Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7119 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2831 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: ERZURUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/02/2009NUMARASI: 2006/258-2009/16Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı bulunduğu 606 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması sonucunda oluşan 6495 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı Belediye adına yolsuz olarak tescil edilen ve dahili davalıya satılan payın iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalı ve dahili davalı davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, belediye aleyhine açılan davanın husumetten reddine, dahili davalının da iyiniyetli olduğu gerekçesiyle onun aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, 6495 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı Belediye Başkanlığı adına yolsuz olarak tecsil edilen ve dahili davalıya satılan payın iptali ve davacı adına tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Tapu iptali, tecsil davalarının kayıt maliklerine karşı açılması kuralı gözetildiğinde mahkemece belediye yönünden verilen husumetten red kararı doğrudur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 606 parsel sayılı taşınmazın kısmen kamulaştırılması sırasında dört parçaya ifraz edildiği ve bu ifraz sırasında kamulaştırılmayan bölümün 4677 parsel olduğu ancak, tescil sırasında davacının payının yazılmaması ve bu sebeple eksik pay kaldığından bu eksikliğin aralarında davalı Belediye'nin de bulunduğu diğer paydaşların paylarına ilave edilerek tamamlandığı ve en son bu taşınmaz üzerinde imar uygulaması yapılarak 6495 ada 1 parsel ile 6499 ada 1 parsele ayrıldığı,6495 ada 1 parselin de dahili davalı tarafından satın alındığı dava tarihinde henüz İsmail adına kayıt oluşmamış ise de yargılama sırasında İsmail'in malik olması üzerine kendisinin zorunlu dava arkadaşlığı kuralı uyarınca davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda , davalılardan Büyükşehir Belediye Başkanlığının dava konusu yapılan parsellerdeki hisseye baştan beri yolsuz tescil suretiyle sahip olduğu, dahili davalı İsmail'in de yine, kısmen davacıya ait olup, yolsuz tecsil suretiyle diğer davalı Belediye Başkanlığı ve dava dışı maliklere ait olan 6495 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerin tamamını satın aldığı; bu sırada, bu hisselerden davalı belediye Başkanlığına ait olan bölümün de davacının payı olduğunu bilerek hareket ettiği ve bu sebeple dahili davalının tescil sırasında kötü niyetli olduğu; davacının dosyaya sunduğu belgeler ile sabittir.Bilirkişiden alınan ek raporla davacının payının yazılmaması sebebiyle davalı Belediye Başkanlığının hangi parseldeki payına ne oranda ilave yapıldığı ve en son oluşturulan 6495 ada 5,6,7 ve 8 parsellerde bu ilave payın ne oranda olduğu belirlenmiştir. Öyle ise, bu pay oranında dahili davalının payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan bu nedene hasren HUMK'nun 428. maddesi gereğnice BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.