Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7069 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18054 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi, ka'l ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Davacılar hissedarı oldukları 46 parsel sayılı taşınmaza, komşu 45 parsel sayılı taşınmaz hissedarı davalının haksız el attığı iddiasıyla, el atmanın önlenmesi, haksız el atılan taşınmaz üzerindeki yapıların kal'i ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil bedelinin yasal faizi ile ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, iki taşınmaz arasındaki sınırın seneler önce davacı ... tarafından belirlendikten sonra bu sınıra göre hareket ettklerini ve iyiniyetli olduğunu bu sebeple davanın reddi gerektiğini, yargılama sırasında verdiği 18/06/2013 tarihli beyan dilekçesi ile de temliken tescil olmazsa lehine irtifak hakkı kurulmasını talep ederek, mahkemece yıkıma karar verilirse de iyiniyetli olması nedeniyle uğrayacağı zararın davacı tarafından tazminini, ecrimisil talebinin ise tümden reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından davacıların hissedarı olduğu taşınmaza el atıldığının kanıtlandığı, el atılan alan üzerinde bulunan hayvan barınağının ve beton sahanın yıkımının fahiş zarar doğuracağı, davalının binayı iyi niyetli olarak yaptırdığı ve kal'i halinde davalının zarara uğrayacağı gerekçesiyle davanın Kısmen Kabul, Kısmen Reddi ile taşınmazın el atılan kısmında davacıların hissesine düşen 195.75 m2 lik yere ilişkin davalının müdahalesinin men'ine, yine davacılar hissesine düşen barınak ve beton saha bedeli olan toplam 25.192,80 TL nin davacılar tarafından davalıya ödendiğinde beton saha ve hayvan barınağının davalıların hissesine düşen 195.75 m2 lik kısmının kal'ine, bilirkişi tarafından hesaplanan ecrimisil bedelinin davacıların hissesi oranına isabet eden kısmının yasal faizi ile davalı tarafından davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 46 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere ve davacıların dava dışı paydaşlar ile beraber paydaş olduğu, davalının ise taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı, 3. kişi konumunda olduğu ancak dava konusu taşınmaza hayvan barınağı ve beton saha yapmak suretiyle kullandığı iddiasıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; TMK 693/son maddesi hükmü uyarınca paydaşlardan her biri bölünemeyen ortak menfaatlerin korumasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir. Diğer bir deyişle bir veya birkaç paydaşın bu türlü davalarda diğer paydaşları temsile yetkili bulunduğu açıktır. 21/06/1994 tarih, 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da; paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının, mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin pay oranında değil, mutlak olarak, taşınmazın tümü yönünden kabul edilmesi zorunludur. Bu durumda mahkemece TMK’nın bu açık hükmü karşısında davalının mutlak elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davalı tarafından tecavüz edilen kısmın sadece davacıların payına tekabül edecek kadarı bakımından davalının müdahalesinin men'ine karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan çaplı taşınmazlara yönelik el atmada kural olarak iyiniyet iddiası dinlenemeyeceği gibi davalı tarafından sübjektif iyiniyet iddiası da kanıtlanamadığından, yıkım kararı vermekle yetinilmesi gerekirken davacıların paylarına isabet eden yapı bedelini ödemeleri koşulu ile yıkıma karar verilmesi de isabetsiz olmuştur. Hâl böyle olunca; mülkiyet hakkına itibar edilerek, davacı paydaşların diğer dava dışı paydaşları da temsil edebileceği gözetilerek mutlak el atmanın önlenmesine ve davacı tarafından ödenecek bedel şartına bağlı olmaksızın yıkıma karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.