Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7069 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21507 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/11/2012NUMARASI : 2010/539-2012/675 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan Ş.O.14.01.2000 tarihli akitle 308 parsel sayılı taşınmazı satış suretiyle oğlu davalı O.. O..’a temlik ettiği, 308 parselin 15.02.2005 tarihinde ifraz suretiyle 428, 429 ve 430 parsellerin oluştuğu, ardından her üç parselin 13.07.2009 tarihinde tevhidiyle 470 parselin meydana geldiği, davacı D.. O..’ın Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucunda 03.06.2009 tarihli, 2006/564 esas, 2009/291 karar ile davanın kabulüne karar verildiği, 428 parsel sayılı taşınmazın 1/7 payının davacı Davut adına tesciline hükmedildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle 10.05.2010 tarihinde kesinleştiği, çekişme konusu 428 (tevhitle 470) parsel sayılı taşınmazda davacı ile davalının paydaş oldukları, dava dışı paydaşın bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacının paydaşı olduğu taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği, davacının payına karşılık kullandığı bir yer olmadığı belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve yazılı olduğu şekilde ecrimisilin hüküm altına alınmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince; davacının paydaşı olduğu taşınmaz bakımından paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken paylı mülkiyet hükümlerine aykırı olacak şekilde davacının payına isabet eden bölümün metre kare cinsinden belli edilerek taşınmazın belli bir bölümüne elatmanın önlenmesine şekilde karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan; keşfen belirlenen ve yargılama sırasında harcı ikmal olunan dava değeri üzerinden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik avukatlık parasına karar verilmiş olması da isabetsizdir. Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.