MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı, kayden maliki olduğu 120 ada 18 parsel sayılı taşınmaza ulaşımı sağlamak amacı ile 20.03.1985 tarihli harici satış senedi ile dava dışı.... ve ...'den yol yeri aldığını, 1985 yılından itibaren bu yeri kullandığını, 2008 yılında yapılan kadastro sırasında anılan bölümün zeminde yol olarak bırakıldığını, davalının komşu parselden kazık çakıp tel ile çevirmek suretiyle bu bölüme müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve çakılan kazık ile çekilen tel örgünün yıkılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmaza bir müdahalesi olmadığını, çakılan kazık ve tel örgünün kendi taşınmazı sınırları içende kaldığını, kaymakamlık kararı ile de tecavüz olmadığının sabit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının tel örgü çekmek ve taş duvar yapmak suretiyle müdahale ettiği, fazlaya ilişkin davacı iddiasının sabit olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 120 ada 18 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, komşu 120 ada 30 parselin ise davalı adına kayıtlı olduğu, bölgede kadastro tespitinin senetsizden yapılarak 30.06.2008 tarihinde kesinleştiği, 20.03.1985 tarihli senet ile davacı ile dava dışı ... ve ...'in davacının tarlasına gitmesi bakımından sınırları gösterilen kısımda yol bağışında bulundukları anlaşılmaktadır.Diğer taraftan, davacının 03.10.2011 tarihli müracaatı üzerine.... Kaymakamlığının 12.10.2011 tarih, 30 sayılı kararı ile 120 ada 18 parselde bulunan yola dava dışı ....'ın müdahalesi bulunmadığından men talebinin reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, dosya kapsamı ile kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın taşkın tel örgü çekmek ve taş duvar yapmak suretiyle müdahale ettiği belirlenerek elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, yıkım bedelinin infazda ortaya çıkacağı ve bedelin infaz aşamasını ilgilendirdiği açıktır.Ayrıca, davalı temyizinde müdahaleye konu tel örgü ve duvarı kaldırdığını, başka bir deyişle müdahaleye son verdiğini bildirmiştir.Hâl böyle olunca, mahallinde yeniden uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak dava konusu taşınmaza davalının müdahalesinin devam edip etmediğinin saptanması, bilirkişilerden uygulamayı gösterir denetime elverişli infazı mümkün kroki ve rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.