Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7050 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2915 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/07/2013NUMARASI : 2012/118-2013/335Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptal ve tescil davası sonucunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanları T.. Ö..'in, dava konusu 9973 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölümü 20/06/1991 tarihinde davalı eşine hibe ettiği; asıl ve birleştirilen davanın davacılarının, dava dilekçesinde," mirasbırakanları T.. Ö..'in 9973 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölümü ikinci eşi olan davalıya bağış yolu ile intikal ettirdiğini, yapılan bu bağışlamanın davalının yaptığı saldırılar ve baskı sonucu gerçekleştirildiğini, mirastan pay almalarının engellenmek istendiğini, miras haklarının ölümden önce tasfiyesi ve pay kurallarını etkisiz kılma amacına yönelik olup, tenkis hükümleri dikkate alınarak iptali gerektiğinden iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını" belirterek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulundukları anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK'nun 26 ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki tavsifle ilgili olarak tatbik edilecek kanun hükümlerini tesbit ve tayin ederek uygulamak hakime aittir. Bu anlamda, her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde tapu iptal ve tescilden bahsetmişse de, iddianın ileri sürülüş biçiminden ve içeriğinden, davacıların, tenkis hükümlerinin uygulanması suretiyle yapılan bağış işleminin iptalini istedikleri gözetildiğinde, taleplerinin, tapu iptal ve tescil olmayıp, tenkis isteğine ilişkin bulunduğu açıktır.Davacılar vekilinin imzalı beyanı ile davalı aleyhine açtıkları bu davaların muvaaza hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu bildirmiş olması da dosya kapsamı değerlendirildiğinde sonuca etkili görülmemiştir. O halde, Mahkemece, davacıların, dava konusu taşınmazın miras bırakanları tarafından davalıya mal kaçırma amacıyla, muvazaalı temlik edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, davaya konu bağış işleminin geçerli bir işlem olup, koşulların varlığı halinde ancak tenkis talebine konu edilebileceği, bu nedenle söz konusu işlemde 01/04/1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından söz edilerek hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, davanın, tenkis isteğine yönelik bulunduğu gözetilerek, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin tenkis iddiası bakımından irdelenerek değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.