MAHKEMESİ: VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/01/2009NUMARASI: 2002/348-2009/21Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve müdahil davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği yargılama gideri olmadığından reddedilip, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptal, tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece, sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 132 nolu parselin ifrazen 471 ve 472 nolu parsellere gittiği, 471 nolu parselin davacı hazine adına kayıtlı olup, 472 nolu parsel ile davaya konu olan diğer 133 nolu parsellerde Z.K.'ın dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğu anlaşılmaktadır.Davacı Hazine, davalıların murislerine ait bir kısım taşınmazların Mülga 1757 Sayılı Yasa uyarınca Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce kamulaştırılarak Hazine adına tescil edildiğini, 3083 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi uyarınca muris Z.'ye 132 ve 133 nolu parsellerin iade edildiğini ancak sonradan, yapılan iade işleminin tahvil hatası nedeniyle yolsuz olduğunun tespiti ile tahvil ve hesap hatası sonucu norm fazlası olarak iade edilen 270.506 dekarlık kısmın hazine adına tescili gerektiğini ileri sürerek, 132 ve 133 nolu parsellerde davalılara intikal eden payların iptali ile 270.506 dekarlık bölümün hazine adına tescili olmazsa tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, davanın ilgili parsel maliklerine yöneltilmediğinden bahisle sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, davada münhasıran miras bırakan Z.'nin payının iptali olmazsa tazminat istenilmiş olup, davaya konu taşınmazlardaki diğer paydaşların paylarının dava konusu edilmediği açıktır. Keza eldeki dava da paydaş Z.nin tüm mirasçıları aleyhine açılmıştır.Bu durumda, miras bırakan Z.dışındaki paydaşların dava edilmesine gerek olmadığı açıktır. Hal böyle olunca, tarafların toplanan ve toplanacak delilleri ile işin esasının incelenmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı ve dahili davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.