Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7014 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2836 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/06/2009NUMARASI: 2005/334-2009/206Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı (birleşen dosya davalısı) belediye, kayden maliki olduğu 271 ada 5 parsel sayılı taşınmazda lehine intifa hakkı tesis edilen dava dışı B.Ltd.Şti. Ile davalı şirket arasında 20 yıl süreli kira akdi yapılmış ise de, intifa hakkı sahibi şirketin iflası nedeniyle davalının da taşınmaz üzerindeki haklarının ortadan kalktığını ve davalının haksız şagil durumunda bulunduğunu ileri sürüp, elatmanın önlenmesini istemiş; birleşen davaya cevabında, kira akdine dayalı olarak sözleşmenin tarafı olmayan belediyeden hak talebinde bulunulamayacağını, istenen bedelin fahiş olduğu gibi, taşınmazın mütemmim cüzü olmayan araç, gereç vs. ilişkin istemlerinde yerinde olmadığını belirterek, birleşen davanın reddini savunmuştur.Davalı (birleşen dosya davacısı); asıl davaya karşı, davacı belediyenin % 95 ortağı olduğu dava dışı B.Ltd.Şti. ile birlikte hareket ettiğini ve anılan şirket ile aralarında düzenlenen kira akdi anlaşmasının 11.maddesinde, belediyenin, intifa hakkı sahibi ve kiralayan şirketin infisahı vs. hallerinde dahi işletme hakkının kiracıda olacağını taahhüt etmiş olup, davanın hakkın kötüye kullanılması olduğunu, iyiniyetle yaptığı yatırımların, muhdesat bedellerinin vs. ödenmeden kullanımdan men edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuş, birleşen davasında, kayıt maliki belediyenin muvafakatı ve intifa hakkı sahibiyle yapılan kira akdi gereğince çekişmeli taşınmaz üzerine iyiniyetle akaryakıt satış istasyonu tesisleri kurduğunu ileri sürerek, kurduğu tesisler üzerindeki hakları ödeninceye kadar lehine hapis hakkı tanınması ve yapmış olduğu bina, tesis ve kurduğu makina araç vs. karşılığı olarak tazminat ödenmesi isteklerinde bulunmuştur.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.6.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden şirket vekili Avukat K. Y. ve İ.A. geldi, temyiz eden Bornova Belediye Başkanlığı vekilinin mazeret dilekçesi alındı, talebi reddedildi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden Bornova Belediye Başkanlığı vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi S. T. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi; birleşen dava ise, tazminat ve hapis hakkı tanınması isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 271 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı belediyeye ait olduğu, davalı şirketin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, Belediye Meclis Kararlarıyla dava dışı B.Bornova Temel Tüketim Maddeleri ve Ticaret Limited Şirketi lehine 20 yıl süreyle intifa hakkı tesis edilerek 15.11.1995 tarihinde tapuya işlendiği, anılan intifa hakkı sahibi şirket ile davalı şirket arasında kira sözleşmesi düzenlendiği ve davalı şirket lehine de 20 yıl süreli kira şerhinin 16.2.1996 tarihinde tapu kaydına şerh verildiği, bilahare intifa hakkı ile intifa hakkı üzerindeki kira şerhinin 5.9.2000 tarihinde tapu kaydından terkin edildikleri anlaşılmaktadır. Öte yandan; davacı belediye tarafından davalı şirket aleyhine 29.1.2002 tarihinde açılan ecrimisil istekli davanın reddine dair kurulan hükmün temyizi üzerine Yüksek 3. Hukuk Dairesinin 29.4.2004 tarih 3883-4405 sayılı kararıyla “…intifa hakkı sahibi şirketin iflası nedeniyle 13.10.1998 tarihinde sicilden kaydı silinmiştir. Bu tarihten sonra kira akdi sona erdiği için davalı, davacı malike karşı haksız şagil durumundadır. Bu nedenle de ecrimisil ile sorumludur…” gerekçesi ile bozulması ve bozma doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.10.2005 tarih 98 / 418 sayılı kararının derecattan geçmek suretiyle 4.7.2006 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; dava dışı B. ltd. şirketinin iflas edip, iflas idaresi tarafından alacak – borç ilişkileri tasfiye edilerek anılan şirketin ticaret sicilinden kaydı silinmek suretiyle tüzel kişiliğinin son bulduğu ve intifa hakkının da ortadan kalktığı; böylece Bormar ltd. şirketi ile davalı şirket arasındaki kira akdinin de hitam bulacağı ve bu sebeple davalı şirketin de haksız işgalci konumuna düştüğü sabittir.Ne varki; davalı şirket kira sözleşmesinden sonra çekişmeli taşınmazda bilirkişi raporlarında gösterildiği şekilde bir takım muhdesatlar yapmıştır. Anılan tesis ve muhdesatların yapımında davalı şirketin kötü niyetli olduğu söylenemez. Öyle ise, TMK.nun 994. maddesinden kaynaklanan faydalı ve zorunlu giderler karşılığı kişisel hak sahibi olacağı, bunun ise davalı yararına hapis hakkı olduğu tartışmasızdır. Bu belirleme karşısında TMK.nun 684. maddesinde öngörülen mütemmim cüz niteliği taşıyan yapı ve tesisler bakımından dava tarihi itibariyle bir değerlendirme yapılarak bu değer üzerinden davalı şirket yararına TMK.nun 994. maddesi hükmü gereğince hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. O halde, tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı karşı davacı vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 15.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.