MAHKEMESİ: TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/01/2010NUMARASI: 2005/209-2010/35Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakanın çekişmeli 17 parça taşınmazın bir kısmını bizzat satış şeklinde davalıların miras bırakanı olan oğlu A. H.'a temlik ettiğini, bir kısmını ise bedeline kendisi ödemek suretiyle 3.kişilerden alip A.H. adına sicil oluşturduğunu, yapılan tüm işlemlerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Tereke temsilcisi, davanın kabulünü istemiştir.Davalılar, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların miras bırakanı A. H.ın, çekişmeli 736 ada 4 parsel sayılı taşınmazı kendi kazancı ile aldığı, diğer dava konusu taşınmazları ise alacak maddi gücünün bulunmadığı; kök miras bırakan A. D. tarafından gerek bizzat temlik edilen ve gerekse parasını kendisi vererek oğlu A. H. adına 3.kişilerden alınan taşınmazlar yönünden 1.4.1974 tarih ve 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uygulanarak davanın çözüme kavuşturulması gerektiği, murisin eş ve kız çocuklarından mal kaçırma amacını güttüğü ve 4 sayılı parsel dışındaki taşınmazlar bakımından muris muvazaasının sabit görüldüğü gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.6.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat U. E. ile temyiz edilen vekili Avukat İ. Y.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi....tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeye konu edilen ve kabul kapsamına alınan 16 adet taşınmazın mirasbırakan A.D. T. tarafından bedelleri kayıt maliklerine ödenmek suretiyle sicil kayıtlarının davalıların miras bırakanı A. H. T.adına oluşturulduğu ve mahkemece anılan bu işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; yukarıda değinildiği şekildeki işlem elden bağış (gizli bağış) niteliğinde olup, anılan hadisede 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, aksine koşullarının varlığı halinde tenkise tabi olacağı, oysa davada tenkis isteği de bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 16 parça taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan kabul tarzı itibariyle de; dava tereke adına açılmış ve yargılama sırasında terekeye temsilci atanmıştır. Böylesi bir olguda terekeyi temsil, tereke mümessiline ait olup, mirasçıların davada temsil sıfatları kalmamaktadır. Ne var ki 27.7.2007, 8.2.2008, 25.4.2008, 2.7.2008, 19.11.2008 ve 13.3.2009 tarihli celselerde tereke temsilcisi oturumlara icabet etmemiş olduğu halde, mahkemece HUMK.nun 185. maddesi de gözetilmek suretiyle 409. maddesinin uygulanabilirliği tartışılmadan neticeye gidilmiş olmasının da isabetli olduğu söylenemez. Öyle ise, davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 15.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.