MAHKEMESİ: HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/04/2012NUMARASI: 2010/15-2012/184Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar S. ve G. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.05.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat Ş.B.ile temyiz edilen vekili Avukat M.N. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi H.F.D.tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan S.ve G. tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeye konu edilen 258 ve 259 parsel sayılı taşınmazların miras bırakan A. G.ile ilgisinin bulunmadığı, taşınmazların miras bırakanın ikinci eşi A.’nın mülkiyetinde iken davalı S.ye 27.09.1985 tarihinde bağış suretiyle temlik edildiği, onun tarafından da davalı G.a 26.09.2008 tarihinde satış suretiyle temlik edildiği, 257 parsel sayılı taşınmazda ise, miras bırakan A..’nun maliki olduğu 1800/2400 payını 27.09.1985 tarihinde oğulları n.s’ye bağış suretiyle temlik ettiği, 1800/31200 payını ise önce dava dışı A. G.’e 2.4.1948 satış suretiyle temlik ettiği, onun tarafından da bu payın bağış suretiyle n.s G.’e temlik edildiği, S.’nin payını davalı G.’a temlik ettiği anlaşılmaktadır. 258 ve 259 parsel sayılı taşınmazlarla miras bırakan A..’nun bir ilgisinin bulunmadığı, ikinci eş Atra tarafından temlik edildiği, davacının da anın mirasçısı olmadığı saptandığına göre, bu taşınmazlar yönünden tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek kabule karar verilmesi doğru değildir. 257 parsel sayılı taşınmaza gelince; miras bırakan A.’nun 1800/2400 payını 27.09.1985 tarihinde bağış suretiyle eşi aya temlik ettiği, anın da diğer paydaşlardan edindiği paylarla birlikte bu payı davalılar S.ve N.’e bağışladığı, S.de eşinin akrabası olan G.’a temlik ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; geçerli şekilde bağış suretiyle temlik edilen taşınmazlar yönünden 1.4.1974 tarih ve 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur. Ancak bu taşınmazda miras bırakan A..’nun eşi aya satış suretiyle temlik ettiği 1800/31200 pay temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, sonraki kayıt malikinin de durumu bilen ve bilmesi gereken konumda olup Türk Medeni Kanununun 1023. maddelerinin de koruyuculuğundan yararlanamayacakları anlaşıldığına göre, 257 parsel sayılı taşınmazda miras bırakan tarafından satış suretiyle temlik edilen 1800/31200 pay yönünden bilirkişi incelemesi sonucunda saptanacak davacının miras payı oranında iptal ve tescil kararı verilmesi gerekirken, tamamının kabul kapsamına alınmış olması doğru değildir. Öte yandan kabule göre de, davacının payı oranında kabul kararı verildiğine göre, bu paya karşılık gelen değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir. Davalılar S... ve G...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.