Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6956 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2348 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AVANOS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2011/341-2013/77Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2 ada 27 parsel sayılı taşınmazı davacının 15.9.2006 tarihinde satın aldığı taşınmazın 10 no'lu kadastral parselden ifrazen oluştuğu, komşu 2 ada 11 no'lu parselin davalı A.. B.., 2 ada 12 no'lu parselin davalı E.. Y.. ile dava dışı O.Y. 2 ada 2 no'lu parselin ise dava dışı N.G. adlarına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, davalılar A.. B.., E.. Y.. ve N.. G..'ün komşu parsellerdeki kullanımları sırasında kendisine ait taşınmaza, müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğiyle eldeki davayı açmış, davalılar, taşınmazların sınırlarında tutarsızlık olduğunu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/A maddesi ve ilgili yönetmeliğe göre yapılacak yenileme çalışmalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuşlardır.Gerçekten de, iki kadastro teknisyeni fen bilirkişi ile yapılan keşif sonucu verilen raporda bilirkişiler, taşınmazlarda kayma olduğu, pafta ile zeminin uymadığı, sebebinin ise afet kadastrosu sırasında yapılan ölçü tekniğinden kaynaklandığı, söz konusu kaymanın köydeki taşınmazların bir çoğunda olduğu, bunun çözümünün de yenileme kadastrosu yapılmak suretiyle düzeltileceği kanaatini bildirmişler, buna karşın Kadastro Müdürlüğü ile yapılan uzun yazışmalar sonucunda dosyaya gönderilen Kadastro Müdürlüğünün 3.1.2013 tarihli yazısında; afet kadastrosu takometrik ölçü değerlerinin Müdürlükçe yeniden yapılan tersimatının afet kadastro çalışmaları sırasında paftasına yapılan tersimat ile birebir ölçüştüğü, bilahare bu taşınmazın 8.3.2006 tarihli ifraz işlemi sırasında da aynı ölçü değerinden hesaplanan koordinatlarının kullanıldığı, dolayısıyla paftasındaki sınırlarının doğru olduğu, teknik bilirkişilerce dosyada ibraz edilmiş olan rapordaki ekli krokide belirtilen sınırların ise paftasına uygun olmayarak farklı bir şekilde tesis edilmiş olabileceği, bu taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine göre yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığının bildirildiği görülmektedir.Bu durumda Kadastro Müdürlüğünün 3.1.2013 tarihli yazısı da gözetilerek yerinde harita mühendisi sıfatını haiz 3 kişilik uzman bilirkişi aracılığı ile yerinde keşif yapılarak bilimsel verilere uygun, hüküm vermeye ve denetlemeye elverişli, infaz kabiliyeti bulunan rapor alınması, davacının taşınmazına davalıların bir müdahalesinin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek çelişkili, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.