Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6941 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18415 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu 1565 ada 1 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen binadaki 1 ve 2 nolu dairelere karşılık gelmek üzere dava dışı kişiden pay satın aldığını, ancak davalının anılan daireleri dükkana dönüştürerek kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının üstün hak sahibi olmadığını, kullandığı bölümlerin kendisine devredilen yerler olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “...paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK’nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince; paydaşların her birinin imara aykırı olarak yapılan dava konusu binada kullanabileceği yer olup olmadığı araştırılmadığı gibi, davacı tarafından harici satış senedi ile satın alınan 1 ve 2 nolu (dükkan olarak kullanılan) bölümlerinde kimin kullanımında olduğu tespit edilememiştir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hususlar araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile karar verilmesinin doğru olmadığı...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, uyuşmazlığın taksim veya ortaklığın giderilmesi davası ile çözümlenebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştirHemen belirtilmelidir ki; hükmüne uyulan bozma ilamında değinildiği gibi araştırma yapılarak, dava dışı kişilerin ve tarafların paydaş olduğu 1565 ada 1 parsel sayılı taşınmazda, davalının kullanımında olan dükkanları dışındaki bölümlerin de diğer paydaşlarca tasarruf edildiği, tüm paydaşları bağlayan hukuken geçerli bir taksim ya da fiili kullanım biçiminin oluşmadığı, davacının kullandığı ya da kullanabileceği yer olmadığı saptanmıştır.Hâl böyle olunca, davcının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.