Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6940 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4789 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/10/2014NUMARASI : 2014/483-2014/803Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu kat irtifakı kurulu 456 ada 33 nolu parseldeki 29 nolu meskenini bankadan kredi çekmesi amacıyla satış göstermek suretiyle davalıya teminat olarak devrettiğinin, davalının bankadan aldığı 100.000,00.-TL'yi verdiğini, 25.11.2008 tarihli belgenin inançlı işlemin belgesi olup, iddialarını doğruladığını, kredi taksitlerini ödediği halde davalının kötüniyetli olarak kira ödenmesi konusunda ihtar gönderip sonra da tahliye davası açtığını ileri sürerek, tapunun iptali ile adına tescilini istemiş, karşı davanın da reddini savunmuş, yargılama sırasında da iptal ve tescil isteğinin kabul edilmemesi halinde taşınmazın değeri 200.000.-TL olarak tespit edildiğinden 100.000.-TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, aslı evrak arasına sunulmayan 25.11.2008 tarihli adi sözleşmenin sahte olup, imzanın kendisine ait olmadığını, satışın gerçek olduğunu, bankadan konut kredisi kullanarak taşınmazı aldığını, kredi taksitlerini ödediğini, belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davası ile de; dava konusu yeri aldıktan sonra anlaşmaları doğrultusunda davalının kiracı olarak oturmaya devam ettiğini, ancak 2010 yılının Mayıs ayından itibaren aylık 700,00.-TL kira parasını ödemediğini, bu nedenle Eskişehir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1216 Esasına kayıtlı kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili hususunda açtığı dava da davalının kira ilişkisini kabul etmediğini ve taşınmazda oturmaya devam ettiğini ileri sürmesi sebebi ile davanın reddedildiğini, davalının haksız işgalci olması sebebi ile elatmasının önlenmesine ve 2010 yılı Mayıs ayından itibaren hesaplanacak şimdilik 5.600.-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar, Dairece; '' Asıl davanın inanç sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil,mümkün olmadığı taktirde tazminat, karşı davanın ise çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olduğu, somut olayda; değinilen ilkeler gözetildiğinde, davalı-karşı davacının 25.11.2008 tarihli satış sözleşmesi başlıklı aslı ibraz edilemeyen fotokopi şeklindeki belgedeki imzayı inkar etmekle bu belgenin yukarıda açıklanan 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararında belirtilen anlamda inanç sözleşmesi niteliğini taşımadığı sonucuna varıldığı, ancak, her ne kadar taraflar arasında yazılı bir belgenin varlığı kabul edilmemekte ise de, banka aracılığıyla davalı-karşı davacının hesabına çeşitli tarihlerde davacı-karşı davalı tarafından ödemelerde bulunulduğu ve kredinin bir kısmının bu şekilde kapatılmış olduğu, ayrıca ödemelere ilişkin banka dekontlarının da dosyaya ibraz edildiği, davalı-karşı davacının da kiralananın tahliyesi dosyasında, yapılan ödemelerin davacı-karşı davalının kendisine olan kira borçları nedeniyle olduğunu belirttiği, ancak bunu ispatlayamadığı, gerçekten de, taraflar arasındaki ilişki ve çekişmenin çözüme kavuşturulması bakımından değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile ispatı gerekmekte ve fakat böylesine bir belgenin bulunmadığı anlaşılmakta ise de; davalı-karşı davacının bankadaki hesabına yatırılan paralara ilişkin dekontların bu ilişki ile bağlantılı olduğunun saptanması halinde güçlü delil teşkil edeceği ve çekişmenin giderilmesinde gözardı edilemeyeceğinin tartışmasız olduğu, davacı-karşı davalının karşılıklı edimleri içeren inanç sözleşmesi iddiası ile sunduğu belgede taşınmazın tapu kaydının iptalini ve adına tescilini isteyebilmesi için Türk Borçlar Kanunu (Borçlar Kanunu'nun 81. maddesi) 97. maddesi uyarınca öncelikle kendi edimini yerine getirmesinin zorunlu olduğu, öte yandan, davacı-karşı davalı tarafından ibraz edilen 25.11.2008 tarihli satış sözleşmesi başlıklı fotokopi şeklindeki belgede taşınmazın davalı-karşı davacının bankadan çektiği kredi borcuna karşılık teminat olmak üzere devrinin ve borcun tamamen ödenmesi halinde mülkiyetin davacı-karşı davalıya iadesinin kararlaştırıldığı, ancak bu süreçte davacı-karşı davalının bedelsiz oturması konusunda bir düzenlemeye yer verilmediğinin görüldüğü, hemen belirtmek gerekir ki, davalı-karşı davacının TMK 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkı bulunduğuna, çap iptale kadar geçerli olduğuna göre, kayda üstünlük tanınmak suretiyle davacı-karşı davalının haksız işgali nedeniyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinin haklı olduğu, hal böyle olunca, belirtilen ilkeler doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, eksikliklerin tamamlanması, inananın tapu kaydının iptalini ve adına tescilini isteyebilmesi için Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi (Borçlar Kanunu'nun 81. maddesi) gereği kendi edimini yerine getirip getirmediğinin saptanması, çap kaydı iptale kadar geçerli olduğuna ve henüz iptal edilmediğine göre, davalı-karşı davacının açtığı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının buna göre değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ve değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı'' gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacının Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi hükmü uyarınca edimini yerine getirmediği, kayden karşı davacının maliki olduğu taşınmazı işgal ettiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı-karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....................'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacı-karşı davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2,50 .-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.