MAHKEMESİ : IĞDIR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/01/2010NUMARASI : 2008/298-2010/60Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar hükümden sonra ölen davalı mirasçıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakim ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 113 ada 329 parsel sayılı taşınmazı önceki maliki olan davalının haksız yere işgal ettiğini, taşınmazı boşaltması yönünde davalıya vermiş olduğu süre sona erdiği ve noter kanalı ile ihtarname gönderdiği halde müdahalesinin devam ettiğini ileri sürerek, davalının çekişme konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıdan aldığı borç paraya karşılık taşınmazı teminat olarak devrettiğini, borcunu ödediği halde taşınmazın iade edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kayden davacının maliki olduğu dava konusu taşınmaza davalının haksız yere müdahale ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde düzenlendiği üzere; elatma olgusu haksız bir eylem olup, elatmanın önlenmesi davalarıda haksız fiil kim tarafından gerçekleştirilmiş ise, ona karşı açılır. Başka bir ifade ile husumetin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 50. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 38.) maddesi hükmü uyarınca eylemi yapan kişiye yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Somut olaya gelince, davalının karar tarihinden sonra 29.01.2011 tarihinde öldüğü ve geride mirasçı olarak temyize gelen mirasçıların kaldıkları anlaşılmaktadır. O halde, yargılama sırasında davalının ölümü ile onun tarafından vaki haksız fiil niteliğindeki elatmanın sona erdiği kabul edilmesi gerektiği gibi, dava konusu yere davalı mirasçılarının bir müdahaleleri sözkonusu ise ayrı bir davanın konusunu oluşturacağı da açıktır.Hal böyle olunca, yargılama devam ederken davalının ölmesi nedeniyle dava konusuz kalmış olduğundan "dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Dahili davalılar (davalı mirasçıları) vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.