Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 693 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16239 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/05/2011NUMARASI : 2009/682-2011/190Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil veya tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar dahili davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dahili davacılar B.T.., N. T.. ve S.. K.. davanın reddine dair hükmü temyiz etmişler, daha sonra dahili davacılardan B. T..16.11.2011 tarihli, dahili davacı S. K..’da 20.12.2010 tarihli dilekçeleri temyizden feragat ettiklerini bildirmişler, dahili davacı N. T..’in temyiz isteğinin devam ettiği görülmektedir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 36895 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu mesken davacı M..adına kayıtlı iken 14.02.2008 tarihli akitle, 12.02.2008 tarihinde gelini davalı H. T..’e verdiği vekaletname kullanılarak vekilin eşi oğlu davalı O.T..’e, ondan da 18.02.2008 tarihli akitle vekilin abisi olan davalı O. Y..’a satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacının, 1933 doğumlu olup, yaşlılık ve hastalığı nedeniyle bakıma muhtaç bulunduğunu, bu nedenle oğlu ve gelini olan davalılar O. T.. ve H. T.. ile görüşüp, dava konusu taşınmazı adı geçenlerin çocukları bulunan torunu M.T..’e ölünceye kadar bakım şartıyla devretmeyi kabul ettiğini, bu amaçla doktor raporu alınıp notere ve tapuya gittiklerini, bakımın yapılmaması üzerine yaptığı araştırmada gelini H..’e vekalet verdiğini ve bu vekaletname ile dava konusu taşınmazın önce oğluna, ardın da gelininin abisi olan davalı O.Y..’a satış suretiyle devrettiğini öğrendiğini, satış iradesinin olmadığını, iradesinin fesada uğratılması sonucu, vekalet görevi kötüye kullanılarak muvazaalı satışların yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı 16.10.2008 tarihinde açtığı, yargılama sırasında 03.03.2009 tarihinde davacının ölümü ile mirasçılarının davada yer aldıkları görülmektedir.Ne var ki, dosya kapsamı ile davacı M. T..mirasçılarının bir kısmı davacı, bir kısmı ise davalı tarafta yer almış, böylece mirasçılar arasında çıkar çatışması meydana gelmiştir.Bu durumda, miras bırakan M. T.. terekesinin mümessil aracılığıyla davada temsil edilmesi zorunlu hale gelmiştir.Hal böyle olunca; ölü davacı M. T..miras şirketine mümessil tayini için mirasçılara önel verilmesi, terekeye mümessil atandığı taktirde onun huzuru ile yargılamanın yürütülmesi, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Miras bırakanın terekesi el birliği mülkiyetine tabi bulunduğundan mirasçılardan birinin hükmü temyiz etmesinden kalan mirasçılarından yararlanacağı, diğer bir deyişle bozma nedeni itibariyle tek bir mirasçının temyizinin yeterli olacağı kuşkusuzdur.Dahili davacı N. T..’in bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.