Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6901 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18159 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve muris adına tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacılar vekiline verilen kesin sürede eksik harcın tamamlanmadığı gerekçesiyle 6100 s. HMK'nun 150/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 03.07.2012 tarihli dava dilekçesinde dava değerinin 20.000,00-TL olarak gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, 17.02.2014 tarihli 7.celsede davacılar vekiline bilirkişi raporunda belirtilen miktar üzerinden eksik harcı yatırmak üzere bir sonraki celseye kadar süre verildiği verilen süre içerisinde eksik harç ikmal edilmediğinden 09.04.2014 tarihli 8. celsede davacı vekiline bu seferde eksik harcı yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürede eksik harcın yatırılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağının ihtar edildiği, 14.05.2014 tarihli 9. celsede eksik harcın ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Gerçekten de, 492 Sayılı Harçlar Kanunu harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüş ise de; tarafların üzerinde uzlaşamadıkları durumlarda, harca esas alınacak dava değerinin uzman bilirkişiler aracılığıyla keşfen saptanmasında zorunluluk vardır.Harçlar Kanununun 30. maddesinde ''... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz, HUMK’nun 409. (HMK'nun 150.) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.'' düzenlemesine yer verilmiştir.Öte yandan, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını acıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Oysa somut olayda, mahkemece kat mülkiyetine geçilmeden önce muris adına kayıtlı olan 450 ada 208 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ve tapu kütüğü örneğinin temin edildiği dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bağımsız bölümlerin tapu kayıtları ve muris tarafından davalılara satış yoluyla temlik edilen bağımsız bölümlere ilişkin düzenlenen resmi akitlerin dosya arasına alınmadığı, yapılan keşifte adı geçen parsel üzerine kurulu binanın tamamının değerinin bilirkişilerce hesaplandığı yani dava konusu edilen taşınmazların hangileri olduğu ve değerleri net olarak tespit edilmeden davacı tarafa kesin süre verildiği görülmüş olup bu hali ile ara kararın yasal unsurları taşıdığını söyleyebilme ve buna hukuki netice bağlayabilme olanağı da yoktur.Hâl böyle olunca, öncelikle muris tarafından davalılara satış yoluyla temlik edilen bağımsız bölümlerin tespit edilmesi sonrasında dava tarihi itibariyle değerlerinin uzman bilirkişiler vasıtasıyla keşfen saptanması ve ondan sonra eksik harcın tamamlatılması yönünde işlem yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre, mahkemece (belirlenen değer üzerinden) harcın tamamlanmaması durumunda 492 s. Harçlar Yasasının 30. maddesi yollaması ile 6100 s. HMK'nun 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması ve şartlar oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, doğrudan davanın açılmamış sayılmasına kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, AAÜT'nin 7. maddesi uyarınca maktu yerine, nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.