Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6864 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6864 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 10/03/2010NUMARASI: 2009/1450-2010/172 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak mirasbırakanları S. T.’un kayden malik olduğu 2596 parselde yer alan 4 nolu bağımsız bölümdeki payını, mirastan mal kaçırmak amacıyla davalıya tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bağış yapıldığını, öte yandan mirasbırakanın terekesine dahil olması gereken bankadaki 187.796,00 TL parasını çektiğini ileri sürerek anılan taşınmazdaki 2/3 pay üzerindeki saklı payının tenkisine, banka hesabından çekilen paranın 1/3’e karşılık şimdilik 65.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamalarda taşınmaz hakkındaki taleplerini muvazaa olarak ıslah ettiklerini bildirmişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, dava dosyasının talep halinde yetkili Çınarcık Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tenkis isteğine ilişkin olup,yargılama sırasında davacı 08.03.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile HUMK'nun 83 ve devamı maddeleri gereğince davanın taşınmaza ilişkin bölümünün muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal ve tescil isteğine dönüştürmüştür.Mahkemece, yetkisizlik nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten ıslahın yöntemine uygun ve kamilen olması durumunda muris muvazaası nedenine dayalı davaların mulkiyete ve taşınmazın aynına yönelik olması nedeniyle HUMK'nun 13. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağı kuşkusuzdur.Hemen belirtilmelidir ki, 04.02.1948 tarih 10-3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra sebebinde, mevzuunda delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yolu ile düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Kaldı ki, HUMK'nun 185. maddesinin 2. Bendi de davacının karşı tarafın rizası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceğini öngörmüştür.O halde, davacının tenkis davasını, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası şeklinde ıslah etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, ıslah eden kişinin ıslah ile ilgili olmak üzere harcını da yatırması zorunludur. Ne var ki, mahkemece harç ikmali konusunun gözardı edilmesi isabetsizdir.492 Sayılı Harçlar Yasasının 30 ve 32. Maddesi harç ödenmediği takdirde takip edilecek ve gözetilmesi gerekli usul ve esasları duraksamaya yer bırakmayacak şekilde öngörmüştür.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda usuli işlemler yerine getirildiği takdirde yetkisizlik hususunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir. Kabule göre de Yalova Asliye Hukuk mahkemesi yetkili iken adli teşkilatı bulunmayan Çınarcık İlçesinden söz edilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurulması da doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.