Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6864 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4410 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 24/10/2007NUMARASI: 2006/115-2007/291 Taraflar arasında görülen davada;Davacı,ıslah dilekçesi ile kayden maliki bulunduğu 7 parsel sayılı taşınmaza,davalı tarafından taşkın balkon ,duvar yapılmak,pencere açılmak ve çöp,moloz atılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi,binanın yıkılması,olmadığı takdirde balkon ile pencerelerin kapatılması isteğinde bulunmuştur.Davalı,davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,davacı iddiası kısmen sabit görülerek,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar,taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 7 parsel sayılı taşınmazın davacıya,buna komşu 8 parsel sayılı taşınmazın ise davalıya ait olduğu anlaşılmaktadır.Öte yandan,davalının kendi taşınmazına imara aykırı şekilde yaptığı ve aynı zamanda davacının taşınmazına da taşkın duvar yapmak suretiyle elattığı görülmektedir.Davacı,kendi taşınmazına yapılan duvarın ve imara aykırı olarak davalının taşınmazındaki yapının balkonlarının yıkılması ve açılan pencerenin de kapatılması isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Mahkemece,yapılan araştırma ve inceleme ve uygulama sonunda binanın 3194 Sayılı İmar Yasası uyarınca 32 ve 42. maddeleri gözetilerek,binanın yıkımının idareyi ve idari yaptırımı gerektirdiği gerekçesiyle ,ayrıca Türk Medeni kanununun 737. maddesinden kaynaklanan davalının davacıya bir zararının bulunmadığı tesbit edilerek,diğer taraftan davalının kendi taşınmazına pencere açma olgusunun Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmü uyarınca mülkiyet hakkının kullanılmasının bir gereği olduğu gözetilmek ve bu olgular benimsenmek suretiyle bu nedenlerle açılan davanın reddedilmiş olmasında,öte yandan davalının davacının taşınmazına yapmış olduğu duvarın haklı ve hukuken korunması gereken bir sebebe dayanmadığından yıkımına karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öyle ise,davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;davalının kendi mülkiyet alanında bulunan binasında yapmış olduğu balkonların davacı taşınmazına eylemli olarak bir tecavüzünün bulunmadığı,ancak imara aykırı olduğu keşfen sabittir.İmara aykırılık teşkil eden balkonların yıkımının keza idareyi ve idari yaptırımı gerektireceğinde kuşku yoktur.Davacının binasına bakan balkonlar nedeniyle mahremiyet iddiasının da dinlenilmesine olanak yoktur.O halde,davalının balkon yapmak suretiyle tasarrufunun Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkının bahşettiği,bir hak olduğu gözetilmek suretiyle bu konudaki isteğin de reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle balkonların kapatılması şeklinde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, kararın infaz aşamasını ilgilendiren hususta da davalıya süre tanınmak suretiyle duvarın yıkılması ve balkonların kapatılması için tesis edilen kararda da isabet olduğu söylenemez.Öyle ise,davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,2.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.