MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/10/2009NUMARASI : 2007/70-2009/360Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, miras bırakan babası M. K.'un kayden malik olduğu tapulu taşınmazları kadastro tespitinden önce mirastan mal kaçırmak ve muvazaalı olarak erkek çocuklarına temlik ettiğini, taşınmazların çeşitli kadastral parsellere revizyon gördüğünü ve imara tabi tutulduğunu, oluşan imar parsellerinden dava konusu 7645 ada 8 sayılı parselin murisin oğlu R. adına tescil edilip onun tarafından danışıklı biçimde davalı eşi A.'ye devredildiğini ileri sürerek, yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı adına kayıtlanan bağımsız bölümlerin miras payı oranında iptal ve tescilini istemiştir; aynı isteğini, sonradan ölen annesi H.'den gelen miras payı bakımından da birleştirilen davada yinelemiş; öte yandan , yükleniciye isabet eden bağımsız bölümler hakkındaki davasını aşamada atiye terketmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Müdahil yüklenici, dava nedeniyle mağdur olduğunu bildirmiştir.Mahkemece, davacının muvazaa iddiası sabit görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.5.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat B. K. ile temyiz edilen vekili Avukat G. T. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi....tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteklerine ilişkindir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, miras bırakan M.K.'un tapuda kayıtlı taşınmazlarını oğullarına satış yoluyla devrettiği, anılan tapu kayıtlarının 1970 yılındaki kadastro tespitinde birçok kadastral parsele revizyon görüp daha sonra da imar uygulamasına tabi tutulduğu, oluşan imar parsellerinden biri olan çekişmeli 7645 ada 8 sayılı parselin miras bırakanın oğullarından R.adına tescil edildiği, ondan da 20.3.2002 tarihinde davalı eşi A.ye aktarıldığı, ilerleyen zamanda, davaya müdahil sıfatıyla katılan yükleniciyle aktedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre de taşınmazda kat mülkiyeti kurulduğu; öte yandan, miras bırakanın 1983 yılında, eşi H.'nin de 1985 yılında ölümüyle, geride beş oğlu, bir kızı ve kendinden önce ölen iki kızından olma dört torununun kaldığı anlaşılmaktadır.Miras bırakanın kızı A. muris babasının tapulu taşınmazlarını oğullarına mal kaçırma amacıyla devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış ; sonradan ölen annesi H.den intikal eden miras payı bakımından açtığı birleştirilen davada da aynı iddiasını yinelemiş; aşamada ise, inşaat sözleşmesi kapsamında yükleniciye isabet eden bağımsız bölümler hakkındaki davasını atiye terketmiştir. Mahkemece, davalı adına kayıtlı bağımsız bölümler yönünden her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten de, 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı çerçevesinde yapılan araştırma sonucunda, davacının miras bırakanı M.'nın kadastrodan önce tapulu taşınmazlarını oğullarına temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, yine murisin oğlu R. adına tescil edilen çekişmeli imar parselinin R.'ın eşi A.ye danışıklı işlemle aktarıldığı, ayrıca Antalya Kadastro Hakimliğinin 1985/202 esas sayılı dosyasında bulunan "keşif tutanağı sulh anlaşması" başlıklı zabıt içeriğindeki davacı beyanının miras bırakanın muvazaalı temliklerine hukukilik kazandırmayacağı ve temlike konu taşınmazlardaki haklarından feragat niteliği taşımadığı hususları benimsenmek suretiyle kabul kararı verilmesi kural olarak doğrudur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ne var ki, imar parsellerinin geldiği kadastral parsellerin kadastro tespitindeki dayanağını teşkil eden tapu kayıtları incelendiğinde, bir kısım kayıtlarda, miras bırakanın oğullarının babaları dışında üçüncü kişilerden edindikleri paylar da bulunduğu görülmektedir. Miras bırakanın temlikine konu olmayan bu paylar hakkında 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, çekişmeli imar parselinin hangi kadastral parsellerden geldiğinin tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanması, saptanan kadastral parsellerin dayanak tapu kayıtlarının ilk tesislerinden itibaren denetlenmesi, kayıtlarda miras bırakanla ilgisi olmayıp üçüncü kişilerden edinilen payların da bulunması halinde, bu payların imar parselindeki karşılığının kabul kapsamı dışında bırakılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.