MAHKEMESİ: MERSİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/12/2009NUMARASI: 2009/582-2009/590Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 943 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne davalılar tarafından yol olarak kullanılmak ve 432 m² lik kısmı içinde 3091 Sayılı Yasa uyarınca men kararı alınmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmalarının önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların davacıya ait taşınmaza haksız olarak müdahale ettikleri gerekçesi ile elatmalarının önlenmesine karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.6.2010 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asil S. E. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmeldi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi U. Ş.tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, çekişmeye konu 943 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu ve P.Köy Tüzel Kişiliği tarafından 3091 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca taşınmazın içinde yer alan yol için idari men kararı alındığı ve eldeki davanın da Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyete dayalı olarak muarazanın giderilmesi konusunda açıldığı anlaşılmaktadır.Davada husumet davalı S.E.ve Y. S.'e yöneltilerek açılmış olup S.in köy muhtarı diğer davalının da aza olduğu dosya kapsamı ile sabittir.Hemen belirtilmelidir ki, elatma olgusu haksız eylem niteliğinde olup davanın kim el atıyor ise ona karşı açılması gerekir. HUMK.'nun 38.maddesine göre davada husumet (ehliyet) dava şartı olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir.Oysa, davada 3091 Sayılı Yasa hükümleri gereğince lehine men kararı alınan köy tüzel kişiliğine husumetin yöneltilmesi gerekirken, dava doğrudan şahıs olarak davalılara karşı açılmıştır.O halde, somut olayda husumette eksiklik değil yanılgı bulunmaktadır. Islah yoluyla dahi olsa hasım değiştirilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası bakımından karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden harcın ikmal edilmediği gözetilerek dava dilekçesinde gösterilen dava değeri üzerinden taraf yararına avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken harcı ikmal edilmeyen keşfen belirlenen değer üzerinden fazla avukatlık ücretine karar verilmiş olması da doğru değildir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.