Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6818 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5759 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: DALAMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 16/02/2006NUMARASI: 2004/111-23Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, Kadastro tespitinde ...ve .. sayılı parsellerde miras bırakanları N..İ..a veraset belgesindeki hissesi oranında pay verildiğini, Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.1.1977 tarih 1976/486 Esas – 1977/14 Karar sayılı ilamı ile önceki veraset belgesinin iptal edilerek murisin hissesinin arttırıldığını, böylece tapu kayıtlarında ½ oranında eksik payı olduğunu ileri sürerek yeni veraset belgesindeki hissesine göre paylarının arttırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece,.. parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ... ..’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çap kaydındaki payların iptali ile miras bırakanın payının arttırılması isteğine ilişkindir.Mahkemece, .. parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;çekişme konusu ..parsel say??lı taşınmazın genel kadastro sırasında davacıların miras bırakanı ile bir kısım davalılar adına paylı mülkiyet üzere tespit edilerek 1952 tarihinde adlarına çap kaydının oluştuğu, ifraz ile birden fazla parsellere bölündüğü, yenileme ile..ada..ve .. parsel numaralarını aldığı anlaşılmaktadır.Davacılar, miras bırakanları adına tespit edilen paya dayanak tutulan mirasçılık belgesindeki payın doğruyu yansıtmadığına değinerek Köyceğiz Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.01.1977 tarih 1976/486 Esas – 1977/14 Karar sayılı mirasçılık belgesindeki paya göre diğer paydaşların ve miras bırakanın payının düzeltilmesi istemiyle eldeki davayı açmışlardır.Davacıların dayandıkları hakkın kadastrodan önceki nedenlere ilişkin olduğu tartışmasızdır. O halde, dava tarihi gözetildiğinde 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde açılmadığı açıktır. Öte yandan, yasada öngörülen 10 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu ve mahkemece resen gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.