MAHKEMESİ : BİNGÖL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/01/2014NUMARASI : 2011/755-2014/3Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı (karşı davacı) vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil karşı dava ise tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.Ne var ki, dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekler bakımından bir değer bildirilmediği, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı gibi hükümde de karar ve ilam harcının kabul edilen ecrimisil miktarı üzerinden alındığı görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve yıkımı istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın 8.000,00-TL dava değeri gösterilmek suretiyle 5.000,00-TL ecrimisil isteği ile açıldığı, ecrimisil isteğinin keşfen 11.473,75-TL belirlenmesi sonucunda ıslah ile 3.496,30-TL üzerinden eksik harcın yatırıldığını, ancak el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden yargılama sırasında harcın ikmal edilmediği gibi hükümde de karar ve ilam harcının kabul edilen ecrimisil miktarı üzerinden alındığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. Davalının (karşı davacının) temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.