Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6797 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1743 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: BARTIN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/10/2012NUMARASI: 2011/448-2012/465Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5,21 ve 23 parsel sayılı taşınmazların miras bırakan adına kayıtlı iken 26.7.2010 tarihinde intikal suretiyle taraflar adına sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.Davacı, intikale esas alınan veraset ilamında kendi payının eksik hesaplandığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil istekli eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, Bartın Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/389-770 Esas-Karar sayılı hasımlı veraset ilamı esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddineAncak, mahkemece hüküm fıkrasında, tapu kayıtlarının iptali ile bilirkişi raporunda belirtilen paylar oranında davacı ve davalılar adına tesciline şeklinde bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle hüküm kurulmuştur.Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 297/2 maddesindeki düzenlemede “….taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan bu düzenleme karşısında uyuşmazlığın çözümlenmesine karar veren mahkemenin, davanın kanıtlanması durumunda infaza elverişli ve isteğe uygun karar vermesi ve doğru sicil oluşturması gerektiği gibi bu hususun kamu düzenini de ilgilendirmesi nedeniyle kendiliğinden gözönüne alınmasıda zorunludur.Hal böyle olunca; mahkemece iptal ve tescil edilen payların açıkça belirtilmek suretiyle hükmün infaza elverişli şekilde oluşturulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de; dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/1. maddesi gözetilmek suretiyle avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekirken, keşfen belirlenen ancak harcı tamamlanmayan değer üzerinden vekalet ücreti ile taşınmazların tamamının toplam değeri üzerinden fazla harca hükmedilmesi de isabetli değildir. Davalıların bu hususa ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.