MAHKEMESİ : KAZAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/01/2014NUMARASI : 2010/306-2014/31Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi l'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacılar, dava konusu 2165 parsel sayılı taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında mirasbırakanları Seyit Mehmet adına tespit ve tescil edildiğini, daha sonra Tapu Müdürlüğünce yapılan tashih işleminde Mehmet adına tescil edilip, mirasçılarına intikalden sonra davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, taşınmazın asıl malikinin mirasbırakanları Seyit Mehmet olduğunu ileri sürerek kaydın iptali ile tescil isteğinde bulunmuş, davalı, davacıların dava konusu taşınmazla ilgisi bulunmadığını, taşınmazın maliki ve zilyedinin kendisi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama aşamasında ölümü ile dava mirasçılarına yöneltilerek yargılamaya devam edilmiş, mahkemece, kayıt maliki davalı Veyis'in davaya konu 2165 parsel sayılı taşınmazı tapuya güven ilkesine dayalı olarak iyi niyetle devraldığı ve davacı yanın davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2165 sayılı parselin senetsizden 27.07.1952 tarihinde İçviran Köyünden Seyit Mehmet adına tespit ve tescil edildiği, 11.11.1998 tarihli Aşağıkaraviran Köyü ihtiyar Heyeti tarafından düzenlenen ilmühaberde anılan taşınmazın tespit malikinin Mustafa oğlu Mehmet olduğunun belirtildiği ve bu belge ile tapu müdürlüğünde tashih yapıldığı ve Mustafa oğlu Mehmet ın mirasçıları dava dışı Ayşe, Naile ve Fatma adına intikalinin sağlanarak 13.11.1998 tarihinde davalı Veysi'ye satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı Veysi, adlarına yolsuz tescil yapıldığı iddia edilen şahıslardan taşınmazı satın aldığına göre “ilk el” sayılacağından Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır.Somut olaya bakıldığında, çekişme konusu 2165 parsel sayılı taşınmazın tespit öncesinden itibaren kimin tasarrufunda olduğu yönünde zabıta araştırması yapılmamış, keşif mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları dinlenmemiştir. Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazın tespit öncesinden itibaren kimin tasarrufunda olduğu yönünde zabıta araştırması yapılması, taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak keşif mahallinde tarafsız ve yaşlı en az 3 adet yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının dinlenmesi, toplanan bilgilerin tarafların mirasbırakanlarına ait nüfus bilgileri ile tespit tutanağındaki tespit malikine ait doğum tarihi, köyü ve benzeri bilgilerin karşılaştırılmalı olarak birlikte değerlendirilmesi ve tespit maliki Seyit Mehmet'in, davacıların mirasbırakanı mı, yoksa tashih sonrası üzerlerine intikal yaptıran dava dışı Ayşe, Naile ve Fatma'nın mirasbırakanı mı olduğunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.