Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6779 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5613 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2002NUMARASI : 2001/502-363Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmaza,davalı tarafından inşaat ve bahçe yapılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek,el atmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir.Davalı,yanıt vermemiştir.Mahkemece, işgalin haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar,davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ..raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu görülmektedir.Davacı Hazine, davalının taşınmaza inşaat yapmak ve bahçe olarak kullanmak suretiyle elattığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Nevarki, yapılan keşif ve bilirkişi raporları hükme yeterli olmadığı gibi, hükmün infazını sağlamaya elverişli olduğu da söylenemez.Şöyle ki, yapılan keşif sonucu fen bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide çekişmeli yapının dava konusu taşınmaz içerisinde kal??p kalmadığı açıkça saptanmamış tecavüzlü olduğu ileri sürülen bahçe kısmı krokide gösterilmemiştir.Öte yandan, mahkemece dosyada bulunmayan rapor ve krokiye atıf yapılarak hüküm kurulmuş enkaz (yıkım) bedelinin hükmün infazı sırasında icra marifetiyle belirleneceği hususu da gözetilmeksizin, hükümle birlikte yıkım bedeline karar verilmiştir.Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikçe çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır.Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulunduru-lan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik alatlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzünün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve ropor alınmalıdır.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle, mahallinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak infaza elverişli rapor ve kroki alınması, varsa tecavüzlü bölümlerin saptanarak ölçekli krokiye yansıtılması, keşif sonucu düzenlenecek rapor ve buna bağlı krokininin ilamın eki niteliğinde olduğu hususunun dikkate alınması, elde edilen bütün bu bilgiler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek infazda tereddüt yaratacak biçimde yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.