Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6778 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19732 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2009/296-2013/208 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi istemi bakımından davanın kısmen kabulüne, yıkım ile birleşen tapu iptal ve tescil davasının ise reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi istemi bakımından davanın kısmen kabulüne, yıkım ile birleşen tapu iptal ve tescil davasının da reddine karar verilmiştir. 908 ada 16 parsel sayılı taşınmaz mirasbırakan Rüstem'e aitken 07/03/1988 tarihinde satış suretiyle asıl davacı Ç. E.'e temlik edildiği, asıl davacı ile mirasbırakan arasında akdedilen 21/02/1983 tarihli sözleşmede asıl davacı tarafından verilen bonoların ödenmesinden sonra taşınmaz kaydının devredileceğinin kararlaştırıldığı, senette davacı ile mirasbırakanın yanı sıra birleşen davanın davacılarından M. Yunus ve Habip ile dava dışı mirasçı Levent'in de imzalarının bulunduğu, Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/22 D.İş sayılı dosyası ile yapılan keşif sonucunda taşınmazda sekiz adet binanın bulunduğu ve Rüstem mirasçılarının her birinin birer bina kullandıkları anlaşılmaktadır. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile kayıt maliki asıl davacı Ç, E.'e yapılan temlikin gerçek satış olduğu, muvazaalı olmadığı ve bir kısım davalıların(birleşen davanın davacıları) davacıya ait çaplı taşınmaza bina yapmak suretiyle müdahaleleri saptanarak bu kişiler yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne , birleşen tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir reddine, Tarafların sair temyiz itirazlarına gelince, her ne kadar mahkemece, yıkım isteği reddedilmişse de, birleşen davanın davacılarına ait binaların asıl davacı(birleşen davalı) parselinde kaldığı, bu kişiler tarafından temliken tescil istemiyle açılmış herhangi bir dava da bulunmadığı aşikardır.Bu durumda, asıl davacının mülkiyet hakkına değer verilerek yıkım isteğinin de kabulü gerekirken reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Diğer taraftan, birleşen tapu iptal ve tescil davası bakımından davanın aynı hukuki sebepten doğduğu ve Ç. E.'in tek bir vekil ile temsil edildiği gözetilerek birleşen davada, davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacılardan her biri aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir. Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.