Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6744 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5869 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : ZEYTİNBURNU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2006NUMARASI : 2005/402-439Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, çekişmeli .. sayılı parseldeki .. nolu dairenin miras bırakanları M... U..'dan intikal ettiğini, taşınmazı ortaklığın giderilmesi davası sonucunda ihaleden miras bırakanları R..ile davalının birlikte satın aldıklarını, miras bırakanı R....nin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalının ihale satış bedelinin ödediğini, kendi payını da muvazaalı olarak davalıya devrettiğini iler sürüp, tapu iptal ve mirasçılar adına tescil olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuştur.Davalı, ihale bedelinin tamamının kendisi tarafından ödendiğini, bu nedenle miras bırakan Remziye'nin payını devrettiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, miras bırakan tarafından yapılan temliki işlemin muvazaalı olduğu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakanı davalıya yapmış olduğu temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kanıtlanamadığı belirlenmek suretiyle davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen, davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, davacı iptal tescil isteğinin yanında tenkis talebinde de bulunmuştur.Ne varki, mahkemece, bu konuda bir araştırma yapılmış değildir.Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile s..p..sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. S.... payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.T...miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belilenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin .. ve .. bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olaya gelince, çekişme konusu taşınmazdaki temlik edilen payın bağış suretiyle yapıldığı kayden sabittir. O halde, koşullarının gerçekleşmesi (varlığı) halinde tenkis hükümlerine tabi olacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması, yukarıda değinlen ilkeler çerçevesinde delillerin değerlendirilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu istek yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.