Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 670 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 13952 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : UZUNKÖPRÜ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2008NUMARASI : 2008/86-2008/142Taraflar arasında görülen davada;Davacı, satın alma suretiyle edindiği 164 ada 83 parsel sayılı taşınmazı davalının sürüp ekmek suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazı önceki malik ile 2010 yılında son bulacak olan icar sözleşmesi uyarınca kullandığını, bu sözleşmenin davacı için bağlayıcı olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının dava konusu taşınmazı kira sözleşmesinden kaynaklanan hakka ve geçerli bir nedene dayalı olarak kullandığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S.Altunbulak’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 164 ada 83 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki Firdez Çetinel ile davalı arasında 15.05.1995 tarihli bir kira sözleşmesinin bulunduğu, davacının taşınmazı 16.05.2005 tarihinde satın almak suretiyle edindiği ve 24.07.2006 tebliğ tarihli ihtarname ile kira akdine ve kiranın devamına muvafakatı bulunmadığını ve ürününü aldıktan sonra taşınmazı derhal boşaltmasını istediğini davalıya bildirdiği görülmektedir. Davalının davaya konu tarlayı önceki maliklerden kiraladığı kira sözleşmesi ile sabittir. Sözleşmenin tapu siciline şerh verilmesi sonraki maliklere icar akdi dairesinde gayrimenkulden intifaına müsaade etmek mecburiyetini tahmil eder. Şerh verilmemesi halinde son malike böyle bir mecburiyet tahmil edilmez ise de Borçlar Kanununun 276. maddesi gereğince son malik kanunda öngörülen belli süre içinde (BK.285, 287. md.) kira akdini feshettiğini kiracıya ihbar etmedikçe akdi kabul etmiş sayılır. Ne varki, bu konuda yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Öyleyse, Borçlar Kanununun 276. maddesi gereğince davacının süresinde sözlü fesih ihbarında bulunup bulunmadığının taraf delilleri toplanmak suretiyle araştırılması ve incelenmesi gerekirken eksik araştırma ve soruşturma ile yetinilerek davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.