MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/11/2007NUMARASI : 2005/688-2007/569Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 7 parsel sayılı taşınmazdaki payının bir kısmını ölünceye kadar bakma akti ile davalı eşine temlik ettiğini, ancak davalı eşinin evi terkedip, sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, iptal ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının kendisi aleyhine boşanma davası açtığını, davalının kusurlu hareketleri sonucu evliliğin çekilmez hale geldiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesinin davacı tarafça engellendiği, bu nedenle ölünceye kadar bakma akti uyarınca bakım aktinin yerine getirilmediği iddiası ile dava açma iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; davacı 7 parsel sayılı taşınmazdaki payını ölünceye kadar bakma akti ile davalı eşine temlik ettiğini, ancak davalı eşinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Davacının eldeki davayı açtıktan 3 gün sonra davalı eşi aleyhine boşanma davası açtığı, mahkemece davacı .ın kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma davasının reddedildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.Buna göre davalının bakım borcunun yerine getirmesine davacının neden olduğu anlaşılmaktadır.Öyle ise, davacının iptal ve tescil isteğinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, “kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit” olarak tarif edilmiştir.Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekirki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 5l7. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.Öte yandan, BK.nun 517/son maddesi hükmüne göre; Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re’sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.”Uyuşmazlığın değinilen hüküm (BK.nun 517/son maddesi) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.Somut olaya gelince; yukarıdaki ilkeler gözönüne alınarak ve dosya kapsamına göre ölünceye kadar bakma akdinin ifasının davacının eylemleri sonucu olanaksız hale geldiği gözönüne alınarak Borçlar Yasasının 517/son maddesinin değerlendirilmesi suretiyle uygun bir irada hükmedilmesi gerekirken, bu hususun incelenmeden karar verilmesi doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.