MAHKEMESİ: SİLİFKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/04/2011NUMARASI: 2009/471-2011/205Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı A.nın 08.05.2003 tarihli adi yazılı satış vaadi sözleşmesi ile davaya konu edilen; kat irtifakı kurulu 13 parseldeki fırın vasıflı, 3 numaralı bağımsız bölümü, davacıya satmayı vaad ettiği, 23.09.2003 tarihinde ise çekişmeli bağımsız bölümün davacıya devrinin resmi şekilde geçekleştirildiği, davacının davalı A.ın tapuda kat irtifakı kurulurken 3 numaralı bağımsız bölüme başka kısımların da dahil edildiğini, bu yanlışlığın düzeltilmesi için çekişmeli taşınmazdaki 1/2 payını kendisine devretmesinin gerektiğini ve yanlışlık düzeltildikten sonra da davaya konu edilen payı tekrar iade edeceği telkini üzerine 1/2 payını bedelsiz olarak devrettiğini, A.nın ise devredilen payı tekrar kendisine temlik etmeyip dava dışı e.e.tarafından da 03.01.2005 tarihinde davalı K. Ev C. K.Tekstil Ürt. İnş. Tur. Tic. ve San. Ltd. Şti.'ne satış suretiyle aktarıldığını çekişmeli 3 nolu bağımsız bölümün paylı mülkiyet üzere adına ve davalı şirket adına tescil edildiğini, a.tarafından çekişmeli payın devri konusunda hataya düşürüldüğünü ve yapılan işlemlerin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescili isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.İddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle hata hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Kaldı ki, Yargıtay 14. HD'nın 21.1.2009 gün 2008/15361 – 2009/382 sayılı ilamı ile de bu husus sabittir. Bu durumda, dava konusu taşınmazındaki çekişmeli payın temliki davacı tarafından davalı Arslan'a 12.09.2003 tarihinde yapılmış olup eldeki dava ise 19.04.2006 tarihinde açılmıştır. Bilindiği üzere, hata hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalarda Borçlar Yasasının 31. maddesi hükmü gereği, hatanın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür.Somut olayda, çekişmeli pay temliki 12.9.2003 tarihinde yapılmış, dava ise 19.4.2006 tarihinde açılmıştır. Ne varki, mahkemece hak düşürücü süre üzerinde durulmuş değildir. Hal böyle olunca; davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, süresinde açıldığının saptanması halinde, işin esası yönünden toplanan ve toplanacak delillerin incelenip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir. Davalıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.5.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.