Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6684 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20620 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : GÖLBAŞI(ANKARA) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/09/2013NUMARASI : 2013/85-2013/132Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.05.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ile diğer temyiz edenler vekili Avukat geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Asıl ve birleşen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları İ.. Y..’ın 740 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlarını ara malik kullanarak erkek çocukları Doğan ve Murat'a satış suretiyle temlik ettiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal ve tescil ya da tenkise karar verilmesini istemişlerdir.. Davalılar, murisin taşınmazları Muzaffer'a satışında muvazaa olmadığını, müteahhit olarak yaptığı işlerden zarar ettiğini ve bu zararı karşılamak için dava konusu taşınmazları satmak zorunda kaldığını, satıştan haberlerinin olması üzerine Muzaffer'den geri satın aldıklarını, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, mirasbırakanın yapmış olduğu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan İ.. Y..’ın çekişme konusu 740 ve 1139 parsel sayılı taşınmazları 09.05.1980 tarihli akitle köylüsü Muzaffer ’a temlik ettiği, Muzaffer'in de taşınmazları 23.06.1980 tarihli akitle mirasbırakanın oğulları Doğan ve Murat'a 1/2 şer pay olarak satış suretiyle temlik ettiği, 2006 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda değişik imar parsellerine gittikleri anlaşılmaktadır.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme sonucunda çekişme konusu 740 ve 1139 parsellerin davalılara ara malik kullanılmak suretiyle intikallerinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek asıl ve birleşen davanın 110124 ada 1,2,3, 4,5,6; 110151 ada 6; 110152 ada 4; 110169 ada 5; 110172 ada 1, 2,3,4 ve 110173 ada 1,2 ,3,4 parsel sayılı taşınmazlar bakımından kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacıların ve davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamı ile dava dilekçesi ve özellikle 16.01.2013 tarihli davacıların sunduğu dilekçe içeriğinden; davacıların 740 ve 1139 parsel sayılı taşınmazların murisin oğulları Doğan ve Murat'a temlikinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davaları açtıkları, amaçlarının her iki kadastral parselin imar görmüş olması nedeniylede imarından oluşan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini sağlamak olduğu, 16.01.2013 tarihinde de eksik harcı ikmal ettikleri görülmektedir. O hâlde, kadastral parselin imarından oluşan ve davalı adına tescil edilen 110171 ada 2 parsel bakımından da asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu parselin kabul kapsamına alınmamış olması doğru olmadığı gibi dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen ve çekişmeye konu edilen miras payı üzerinden harcın hüküm altına alınması yerine eksik harcın tahsiline karar verilmesi ve keşfen belirlenen ve yargılama sırasında harcı ikmal edilen değer üzerinden davacıların miras payı da dikkate alınarak vekâlet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir. Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 1.100.00.'er-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.