Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6681 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6320 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2012NUMARASI : 2008/23-2012/477Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen 2009/531 Esas sayılı davanın kabulüne, kesin süre içinde harç yatırılmadığından karşı davanın işlemden kaldırılmasına ve birleşen 2008/447 Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davalı (karşı davacı) ile birleşen 2009/531 Esas sayılı davanın bir kısım davalıları tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.05.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-karşı davacı E.. S.. vekili Avukat ile temyiz edilenler vekili Avukat Ünal geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davalılar R.. S.. v.d. vekili Avukat, temyiz edilen diğer davalı asiller gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Süleyman Yumma tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Asıl ve birleşen davalar; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme bedelinin tahsili ile tazminat, karşı dava ise asgari imalat bedelinin tahsili isteklerine ilişkindir. Asıl ve birleşen 2009/531 Esas sayılı davada davacılar, davalı yüklenici ile yapılan gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, maliki oldukları 7761 parsel üzerindeki kaçak yapının davalılar tarafından kullanılmaya devam edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, imar mevzuatına aykırı ve kaçak yapının eklentileri ile birlikte yıkılması, eski hale getirme bedelinin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini istemişler; birleşen 2008/447 esas sayılı davada ise davalı ile yapılan sözleşmeye ve imar mevzuatına aykırı bina yapıldığını ve sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek fesih iradesinin bildirildiği 19.9.1997 tarihinden 20.6.2008 tarihine kadar süre içinde uğranılan zararın karşılığı olarak 100.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında tazminat isteğine ilişkin davadan feragat etmişlerdir.Davalı yüklenici, davacıların sözleşme gereği kendilerine düşen daireleri teslim aldılarını, dava açmakla hakklarını kötüye kullandıklarını belirtip davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise; taşınmaz üzerinde inşaa ettiği bina nedeniyle asgari imalat bedeli olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL nın sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, ya da elatmanın önlenmesi, binanın yıkılması ile yıkım masraflarının karşı taraftan tahsilini istemiştir.Mahkemece, kayden davacılara ait çaplı taşınmaza davalıların müdahalesinin haksız olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen 2009/531 Esas sayılı davanın kabulüne, kesin süre içinde eksik harç tamamlanmadığından karşı davanın işlemden kaldırılmasına ve birleşen 2008/447 esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Çekişme konusu 7761 parsel sayılı taşınmazın arsa niteliği ile asıl ve birleşen davanın davacıları adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde (A) ve (B) bloklardan oluşan iki ayrı binanın yer aldığı, her blokta ayrı ayrı 16 daire ve 2'şer dükkan olduğu, davalıların binadaki farklı bölümleri kullandıkları sabittir.Mahkemece, davacıların mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bir kısım davalıların ve karşı davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, eski hale getirme bedeli infaz aşamasında gözetilecek bir husus olup, mahkemece el atmanın önlenmesi ve yıkım kararı ile yetinilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmış olması doğru değildir.Öte yandan; mahkemece 15.6.2012 tarihli oturumda karşı davacıya eksik harcın tamamlanması için verilen sürenin usûlüne uygun olduğuda söylenemez.Nitekim; öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını acıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hakim tarafından hemen yerine getirilmelidir. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklandığı üzere asıl davada eski hale getirme bedeli yönünden istemin reddine karar verilmesi, karşı davada yöntemine uygun süre verilmesi, ondan sonra hükme elverişli olacak şekilde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de; davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre, elatılan bölümlerin ayrı ayrı değeri üzerinden harç ve vekâlet ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekirken, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61. maddesi uyarınca teselsül hükümleri uygulanarak taşınmazın toplam değeri üzerinden harç ve vekâlet ücretine karar verilmiş olmasıda isabetli değildir.Karşı davanın davacısı ve bir kısım davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 05.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.